29 Aralık 2013 Pazar

Yeni dediğimiz yıl ve ben

Kendi uydurduğumuz takvim, şu önünde eğilip türlü hallere girdiğimiz akan zamanı bir an için durdurabilse...
Olup bitenler, yaşananlar, süreçler hiç olmazsa bir nebze kendilerini takvimin dilimlerine uydurabilse...
Ve böylece "Yılbaşı" dediğimiz şeyin salt tatlı bir heyecan, neşeli bir oyun, kendimize avuntu bir parıltıdan ibaret olduğunu idrak edebilsek...
Oysa ne tabiatın yapacaklarından haberi var 31 Aralık'ı 01 Ocak'a bağlayacak gecenin, ne siyasi çalkantılardan, metafizikten, meteorolojiden, kehanetlerden, kötülüklerden, ne de senin benim kurduğumuz hayallerden...
Bizi 31 Aralık gecesi herşeyin değişeceğine inandıran umutlar, hayaller, beklentiler esasen sadece yaşadığımız kültürün baştacı, takvimlere inat!
*****
Umut... Hayal... Aşk... Özlem... Dua... Sevinç... Hepsi sanki bir "büyük bekleyiş" in parçaları!
Eskiyen her günümüzü çöpe atıp, hayatı sıfırdan başlattığımız takvimle beklediklerimize kavuşacağımıza inandığımız tertemiz bir yıl.
Peki ama biraz ayıp olmuyor mu?
365'i benzer, sıradan ve basit bir geceye tüm bunları atfetmek biraz ağır kaçmıyor mu?
*****
İnsanız...
Belki diyeceksiniz ki bana;
"İnsan hayalsiz, duasız olmaz! Zaten yaşadığımız, dört tarafından prangalanmış hayatlarımızda geleceğe dair umutlar besleyip, bunu hiç olmazsa bir akşam hayallerine yüklemişiz çok mu?"
E madem öyle, ben de diyeceğim ki size;
Kışın tam ortasında "yenilenme" mi olurmuş! Bahar gelmeden yeni bir yıl başlar mı hiç!
Benim kişiseş başlangıcım aşk'tadır; tazelenmem, çiçek açmam, nefes almam, işte bunlar BAHARdır, bu yeni yıldır benim için.
Seviyorsam ve seviliyorsam, tüm kara özlemler yerini pembe kavuşmalara bırakmışsa tek bir mevsim hüküm sürer; YAZ biteviye olur takvimimde...
Terk edilmiş, yalnızlık kara KIŞımdır, buz gibi üşüten.
Dünyayla aram iyi değilse, melankolik günlerim tüm dostlarımı unutturduysa işte o vakit tüm mevsimlerim SONBAHARdır...

Bol baharlı ve yazlı yıllar dileğimle...

Yazı tarihi: 29/12/2013
Nes, Pembe


12 Ağustos 2013 Pazartesi

Schindler's List Keman

8 Ağustos 2013 Perşembe

Anlamlı bayramlar

Gülüşünü seversin...
Sesini seversin...
Sohbetini seversin...
Sevmek için illa ki yüzünü görmek şart değil
Yüreğinde duruşunu seversin...

İdrak edeceğiniz bayramlar dileğiyle...
08/08/2013
İstanbul

20 Temmuz 2013 Cumartesi

Al beni

Hadi gel al beni.
Bunca zaman uğraştığın, ilmik ilmik kanımı emdiğin, en sivri bıçaklarını hep bana sapladığın, beynimin içinde bunca yıldır beni çürüterek küflendirdiğin, ruhumu çürüttüğün yetmedi mi?
Gel al artık beni...
Artık direnmiyorum
Artık sana karşı duracak hiçbir şey yapmıyorum.
Gel al beni, hatta istiyorsan evet yalvarıyorum
Aynen istediğin gibi hiç direnmeden, sadece ve sadece sana teslimim, gel al beni...

19 Temmuz 2013 Cuma

Katastrofi

Ben Neslihan Venüs Kılıç.
Hayatımın büyük bir çoğunluğu zor olaylar, katastrofik travmalar, mutsuzluklar ve mücadeleyle geçti.
Acılarımın, kayıplarımın yeri hiç dolmasa da ben hep hayata tutunmaya çalıştım.
Bazen ittirerek, bazen titreyerek, bazen düşerek, bazen sürünerek, bazen sürüklenerek, bazen düşleyerek, bazen uçarak, çoğu zaman tökezleyerek...
Her seferinde ayağa kalktım.
Her seferinde sıkı bir inat ve iflah olmaz bir ümitle mutluluğu aradım.
Yolumu kaybettiğim zamanlarım çok oldu, yolumu aradım ve kimse olmasa da içimdeki kuvvetli inançla ben yolumu hep buldum.
En sarsıcı ruh halleri içinde bile yanlış yapmamaya, iyi ve ahlaklı bir insan olmaya, kimseyi kırmamaya, etrafımdakilere yardım etmeye, değerli dostlar edinmeye, her zaman kalbimi ve ruhumu temiz tutmaya, maddi zenginliklerden çok manevi zenginliklere ehemmiyet vermeye, okumaya, araştırmaya, kendimi geliştirmeye, bencil olmamaya, merhametli ve insaflı olmaya, kendimi hep daha iyiye götürebileceğim her noktaya kafa yormaya ve yeri göğü yaratan yücelerin yücesi Allah'a sığınarak ve O'na ibadet ederek yaşamaya azami gayret gösterdim.
*****
Artık orada değilim.
Artık bu yukarıda okuduğunuz satırlarda değilim.
*****
Korkuyorum.
Daha önce hiç korkmadığım kadar çok korkuyorum.
Bitti.
Bittim.
Yeniden başlamaya enerjim yok, gücüm yok, cesaretim yok, umudum hiç yok...

Şimdi anlıyorum ki hayat yaşanan tüm o acı kayıplardan sonra değil; asıl, ümidini kaybettikten sonra bitiyormuş.
"Ümit" dediğin bir bitti mi seni de pir bitiriyormuş...





17 Temmuz 2013 Çarşamba

Ne kadar güzelsin?

Akıllı, iyi niyetli, kültürlü, faydalı, becerikli, ahlaklı, merhametli vs. olmaya çalışmayın, hele hele çocuklarınızı böyle yetiştirmeye hiç çalışmayın,
nasılsa sadece ve hep GÜZELLİK kazanıyor!!!
Güzel olduktan sonra bunların hepsini birden birileri ona altın tepside sunuyor.
Ve o bu mavi kana doğuştan sahip olduğuna o kadar çok inandırılıyor ki burun delikleri bile otomatize şişiyor...
O sadece seçiliyor ve hayattaki herşey onun oluyor; gümbür gümbür, akın akınnn akınnnn....

9 Temmuz 2013 Salı

...

Çok üzülüyorum
Çok üzgünüm
Ne yapacağımı, bu zor günlerimi nasıl geçireceğimi bilmiyorum...
Allah'ımdan bana sonsuz güç, sabır ve yardım diliyorum...
Çarelerim yok, umutlarım tükendi
Bu nasıl çıkmaz bir yol, ben nasıl dayanacağım, nasıl baş edebileceğim bu acıyla hiç bilmiyorum
Bu mübarek günlerde güzel Allah'ımın bana dayanma gücü vermesi için dua ediyorum...

Angie Stone - Wish I Didn't Miss You



Boğazım kupkuru...
Burnumdaki sızı belkemiğime kadar sarsıyor beni...
Belkemiğim... kırıldı sanki, hiç birşey hissetmiyorum
Şahdamarım... en yakınım oydu, şimdi arasam da bulamıyorum...
Gözlerim...
Onu ilk gördüğüm an hoşlandım ve her gördüğümde daha çok sevdim...
Ve şimdi onu göremesem de seviyorum
Gözlerim acıyor, yanıyor
Boğazım kuruyor...
İçimdeki sızı yangın gibi etimi yakıyor
Gözlerim kayıp
Ve ben onu bir daha hiç göremeyecek olsam da hep seviyorum...

26 Mart 2013 Salı

Hancı - Samiha Ayverdi


“Handır bu gönlüm, yâ misafirhane..
Derd konuklar, derman konuklar, hayâl konuklar, melâl konuklar; mümkün konuklar, muhâl konuklar. Hele hasret, hiç çıkmaz ordan.
Handır bu gönlüm, yıkık, dökük..
Fakir konuklar, zengin konuklar, âlim konuklar, câhil konuklar; gelen konuklar, geçen konuklar. Hele bir hancı vardır, hiç çıkmaz ordan, çıkmaz ordan..”

“Kimsin? diye sordular.
Bu dünyâda işi bitenim! dedim.
Öyle de neden sefere çıkmazsın? dediler.
İşi bitmemiş olanlara yoldaşlık etmem muraddır, dedim.”

“Ben geceyim, gün isterim. Ben ateşim, kül isterim. Ben şiirim vezn isterim.
Ben derdliyim, şifamı ver. Parça değil tam isterim. Tükenmişim, çâremi bul. Bütünlenmiş can isterim.
Dağılmışım, topla beni. Pâre pâre kılma beni... Gövdem başım nerde bilmem... Merkez mihver baş isterim.
Ecel yakın, destur gerek... Destur deyip yol isterim.”

“Dümenim sensin. Ne tarafa döndürürsen oraya giderim.
Kâh emîr olur, buyruk dinlemem. Kâh esîr olur, gülmem söylemem...
Ölüm nedir derlerse, onu da söylemem, hiç mi hiç söylemem... Sensizliktir, demem.”

17 Şubat 2013 Pazar

Belki başka hayatta

Sessizliği seviyor aşk, fırtınalar koparken çıt çıkmamasını.
İyi ki doğmuşsun canım sevgilim... iyi ki seni tanımışım...

Yazı tarihi: 17 Şubat 2013

15 Ocak 2013 Salı

NeVital Organik ve DenizDeNerde İşbirliği ile EOS Lip Balm çekilişimiz başlıyooorrr!!!

Uzun süredir blog'uma yazmıyorum, yazamıyorum. Kurumsal dünyada çalışırken nasıl herşeyi yapabilecek zaman ve enerji bulabiliyormuşum şaşıyorum.
Son iki yıldır kendi işimi yapıyorum ve benim için varsa yoksa iş, iş, iş...
Yanlış anlaşılmasın, bundan sonsuz bir zevk ve mutluluk alıyorum, hele hele kendi yaptığım işi öyle çok seviyorum ki tarif edebileceğimi sanmıyorum.
Hep diyorum; eğer tek bir kişiye bile iyi gelen birşeyler sunuyorsam, söylüyorsam, yapıyorsam ne mutlu bana, ne büyük bir gurur böylesi bana.
Bilmemne şirketinin bilançosuna kar yazmak, alacağım üstün başarı ödülleri, yüksek mevkiler, benim olmayan ama benimmiş gibi davranılan araba, gelir, saygınlık vs. vs.... o kadar bana uzak ve içi boş balon bir dünya ki...
Her geçen gün damla damla, kendi emeğimle, alın terimle, sevincim, aklım, duygularım ve Allah'ın izniyle büyüyen işime aşığım. Bu işe sahip olduğum için milyonlarca kez şükrediyorum ve isteyen herkese kendi işi, böylesine hayırlı bir işi olması için dua ediyorum.

Bu sebeplerdendir ki artık kendimden haberler yok pek burada. Aşkım işim, vaktim işim, iş hayatım işim, sosyal yaşamım işim...
Ve doğal olarak şimdi sizinle burada paylaşmak istediğim de işim.
Birkaç hafta önce NeVital'den yaptığı alışveriş sebebiyle tanıdığım sevgili Deniz'le harika bir işe imza attık/ atıyoruz.
Ben yazmaya yazmaya paslanmışım, artık sözü kendisi gibi kalemi de harika olan Deniz'e bırakıyorum. Bundan sonra okuyacaklarınız onun blogundan alıntıdır.

Sağlıcakla kalın.


















NeVital Organik ve DenizDeNerde İşbirliği ile EOS Lip Balm çekilişimiz başlıyooorrr!!!

Yeni yıl yeni şans diyorum ve güzel bir çekiliş organizasyonu daha yapıyorum ama birinci tekil şahıs bu sefer doğru olmuyor çünkü herkesi çok mutlu edecek bu çekilişte bana ürünlerini kullanarak çok memnun kaldığım NeVital Organik destek oluyor.

Yaptığım alışverişi paylaştığım bu yazıdan NeVital'i ve ürünlerini tanıyorsunuz.  En yakinen de EOS lip balmları.

İşte aşağıdaki çok basit şartları yerine getiren tam 10 şanslı bu lip balmdan istediği birini ve NeVital Organik'in çok sevilen  özel dibek kahvesinden 100 gr'lık bir paket kazanacak.

Hediyeniz, NeVital Organik tarafından aşağıda gördüğünüz güzel paketlerle kargosu ödenmiş olarak anında adresinize gönderilecek. 





























Şartlarımız ise çok basit:
1.  twitter.com/NeVital takipçisi olmak
2.  Blogumun takipçisi olmak
3. Çekilişi Twitter, Facebook ve mutlaka blogu olanların görselleri ile bloglarında paylaşması.

Paylaşımlarınızda size hangi lip balmın gelmesini istiyorsanız şu şekilde yazarak belirtmelisiniz.
"Benim favorim NeVital'in Çilekli EOS'u"

Size + 2 hak daha kazandıracak bir şartımız da www.NeVital.com adresini inceleyerek bundan sonra düzenleyeceğimiz çekilişlerde hangi ürünün hediye edilmesini istediğinizi bu yazının altına yorum olarak bırakmanız. 
Tüm şartları yerine getirenler 3 hakla çekilişe katılıyor olacaklar.

Size ulaşabileceğim mail adresiniz ile birlikte paylaşım linklerinizi de eksiksiz olarak bırakmanız çok önemli. 

Önemli Not: Linklerinden direkt olarak paylaşımına ulaşılamayan katılımcılar çekilişe dahil edilemeyecektir.

Katılımın son tarihi 09.02.2013 olacaktır yanii Sevgililer Günü hediyeniz NeVital ve DenizDeNerde'den ;)

Random.org ile çekilişi gerçekleştirip kazananları blogdan duyuracağım.
Herkese bol şans diliyorum. 

7 Ocak 2013 Pazartesi

Bir daha asla hastalanmayın

Soğuk algınlığı, grip, alerji, diş çürümesi ya da başka bir rahatsızlığınızın olmaması gerekir. Eğer bunlardan birini yaşıyorsanız, ciddi anlamda hücresel işlev bozukluğu yaşıyorsunuz ve hastasınız demektir. Hücresel işlev bozukluğu ömrünüzü kısaltır ve sizi pek çok çeşitli hastalığa karşı savunmasız bırakır. Sizi hasta eden şeyleri yapmaya devam ederek sağlıklı olamazsınız. Şimdi sorumluluğu üzerinize almanın zamanıdır.


Sağlığımızı ve sağlığımızdaki bozulmayı doğru değerlendirebilmemiz için vücut sinyallerini nasıl okuyacağımızı bilmemiz gerekir. Vücudumuz bize bir sorun yaşadığında haber verir; bizim problemimiz onu dinlemiyor olmamızdır. Bir problem ciddi boyutlara ulaşana kadar küçük sinyalleri görmezden geliriz.

Ne kadar sağlıklısınız? Genelde uyarı sinyalleri dışarıdan bakıldığında belli olur; iyi görünmezsiniz. Buna ek olarak, kendinize şu semptomlardan muzdarip olup olmadığınızı sormanız gerekir:

  • Yorgunluk
  • Ağrılar
  • Cilt problemleri
  • Alerjiler
  • Sindirim problemleri
  • Uyku bozuklukları
  • Enfeksiyonlara yatkınlık
  • Kilo problemleri
  • Ruh hali, düşünce veya davranış problemleri
(Never be Sick Again/ Bir Daha Asla Hastalanmayın, s. 372, Raymond Francis) 


www.NeVital.com