New York Times Bestseller kitaplarından biri "Rich dad poor dad".
Türkçesi "Zengin Baba Yoksul Baba"
Yazarları Robert Kiyosaki ve Sharon Lechter.
Yazım ve basım tarihi: Nisan 2000
Birazdan kitap hakkında sizlere birşeyler söylemeye çalışacağım ama önden söylecek başka laflarım var.
Günümüzün insanları sömüren kapitalist düzenine kızgınım.
Hem de çok kızgınım.
Kendimin ve ailemin tüm kapasitesini maddi manevi zorlayarak, günün koşullarına göre iyi bir eğitim alarak, çok idealist birşekilde üniversite mezuniyetimde havaya kep fırlatarak yıllar boyu kapitalist düzene bir böcek gibi hizmet ettiğim için kızgınım.
Adı fiyakalı, ofisleri fiyakalı, plazaları fiyakalı ama içleri bütünüyle kof kurumsal dünya tüm idealistliğimi yerle bir ettiği için kızgınım.
O düzende var olabilmek için bilgisizlik ve cahillikten nefesi kokan beş para etmez adamların döndürdüğü sayısız dalaverelere şahit olduğum için kızgınım.
Bugünlerde radyolarda sıkça çalan Ceynur'un söylediği çok eğlenceli bir şarkı var ya;
".... içimde kalmadı desem yalan
gözünün ortasına patlamadım
... yağmur sen de vurup durma şu cama"
misali gözlerinin ortasına patlatamadan o rezil düzen içinde sağa sola çarptığım ve kendi kendimi yediğim için kendime kızgınım.
Her neyse...
Allah'a binlerce şükür ki o dünyadan kurtuldum
Şimdi bambaşka bir yolda, bambaşka bir mücadelenin içindeyim ve yaptığım herşeyden; günahıyla sevabıyla kendim mesulüm.
Bu şekilde çalışmanın en güzel yanlarından biri tüm zamanı kendime göre ayarlayabilme özgürlüğüm.
Bu özgürlük içinde boş zamanlarımı da kendimi geliştirmeye ayırmaya çalışıyorum.
Okuduğum bir kitap, izlediğim bir film, konuştuğum bir insan bana çok geniş vizyonlar açıyor, yolumu başka patikalara sürüklüyor.
Birkaç yazı önce kendilerinden bahsetmiştim, kuaförüm Eşref tanıyıp tanıyabileceğiniz en enteresan adamlardan biri.
Anadolu'lu (kendisi Yozgat'lıdır) görünüşünün altından öyle modern bir sanat icra eder ki inanamazsınız.
Kuaförlük eğitimleri için sık sık Paris'e gidiyor.
Dünyanın en tanınmış kuaförleri, en büyük salon sahiplerinden dersler alıyor, oturuyor kafa kafaya eğriyi doğruyu tartışıyor onlarla.
Mesela 6 çeşit yüz tipi varmış.
Vücut hatlarına göre saç kesilirmiş.
Renklerin dilini, psikoloji ve renk arasındaki bağları, renk geçişlerini, saç tiplerini, masaj tekniklerini, şampuan, krem dünyasını en ince detayına kadar biliyor.
Loreal ve P&G 'dekilerle kanka. Yeni şampuan geliştirmeleri için onca üniversite okumuş adamlara ders veriyor.
Kendi mesleğiyle ilgili kimse köşeye sıkıştıramaz onu.
Üstelik hem müthiş vizyoner bir kuaför hem de çok iyi bir işadamı. O müesseyi, altında çalışan onlarca elemanını süper yönetiyor.
İyi kar ediyor.
Markalaşmaya ve müşteri sadakatine acayip önem veriyor.
Tüm müşterilerin dataları bilgisayarında kayıtlı. Onlar hakkında MİT'le işbirliği yapacak kadar detaylı bilgiye sahip.
Haftanın 6 günü sabah 9 akşam 9 çalışıyor.
Çalışanları için hem abi hem sıkı bir patron.
Onları çekirdekten alıp yetiştiriyor.
Ekip hep aynı, yıllardır aynı çocuklar.
Hepsi tıfılken şimdi serpildi büyüdü adam oldu, meslek sahibi oldular.
Bitmedi.
Buraya kadarı normaldi... sanıyorsunuz...
Eşref sadece mesleğinde en iyi olmayı hedefleyen biri değil.
Her konuda kendini geliştirmeye adamış bir adam.
Salonuna yurt dışından Vogue, Marie Clarie, Elle falan getittiriyor biz beklerken sıkılmayalım diye ama kendisi de boş zamanlarında Nietzsche, Goethe, Sokrates, Aristo, Kant, Yunus Emre, Mevlana falan okuyor.
Laf olsun diye değil, vitrin yapmak için hiç değil cidden merak ettiği için, kendini geliştirmek için okuyor.
Yıllardır okuyor.
Saçına fön çekerken sen "sevgilim terketti, moralim çok bozuk, beni güzelleştir" diye önüne oturuyorsun o Yunus'tan bir söz söylüyor "hıınnkk" diye ağzın açık kala kalıyorsun.
Bence kelimenin tam anlamıyla "aşmış" biri.
Çok şey öğreniyorum ondan, çookk.
Moralim bozuk olduğunda arada laflamaya gidiyorum; "batsın bu dünyaaaa Eşreffff" diye söze giriyorum, yarım saat sonra "evetttt ben çok güçlüyüm, her şeyin üstesinden gelebilirim, hiyooo" diye koyuluyorum yola.
Boşuna dememişler kadınların en iyi sırdaşı, dostu, psikoloğu kuaförüdür diye.
Bizimkisi benim profesör psikologum, ucuz taraklarda bezi olmayan cinsten anladığınız üzere;)
Şimdi dönelim konunun başına.
Benim kurumsal dünyadan ayrılışımı en önde alkışlayanlardan biridir Eşref.
Kendi işimi yapmam konusunda yüreklendiren, bana zeki, becerikli ve güçlü olduğum konusunda acayip gazlar veren, para kazanma yolları konusunda beyin jimnastiği yaptığım kişilerin başında gelir.
Geçenlerde mutad sohbetlerimiz arasında bana bir kitap anlattı.
Sonra gitti içerden getirdi bu kitabı: "al sende kalsın, oku bunu, bitirince gel konuşalım" dedi.
Ve o kitap işte bu kitap.
Yani "Zengin baba yoksul baba"
Yukarıda kapitalist düzene kızgınlığımı dile getirdim.
Ama bir eksikle.
Kapitalist düzene hizmet eden farelerden biri olduğum için kızgın olduğumun altını özellikle çizmeliydim.
Kitabın yazarları size;
zaten hükümsüren bu düzen içinde sürüden ayrılmayı, kendiniz için çalışmayı, kendi paranızı kendiniz için kazanmanın yolları, anne babalarımız tarafından bize öğretilen iyi eğitim ve iyi iş sahibi olmakla zengin olmanın mümkün olamayacağını, fare kapanına girmemek için yapmamız gerekenleri anlatıyor.
Haklı olduğu yanlar da var, saçmaladıkları da...
Elbette ki kitapta yazılı her satırı gündelik hayatıma uygulamaya çalışmak delilikten öteye gitmez.
Ama şunu söyleyebilirim ki hayatımın en doğru döneminde bu kitabı okumayı seçmişim.
Sağolasın Eşref, sen benim ufkumu açtın senin de ufkunu açanların çok olsun ;)
Ezcümle: kitabı tavsiye ediyor muyum?
Yok, orasını bilmem! Sıkıntılı bir zamanınıza rastlar "e, ne var bunda, ne anlattı şimdi bu kitap" diye sorar ve içinizden bana saydırırsınız. Neme lazım!
Kitabın arka kapağını okumak isteyenler buyursunlar, karar sizin:
FİNANS DÜNYASINA BOMBA GİBİ DÜŞEN KİTAP! J.P. Morgan şirketi diyor ki: Zengin Baba Yoksul Baba'yı zengin olan ve olmak isteyen herkes okumalı! Zengin Baba, Yoksul Baba'yı okuduktan sonra Zengin olmak için yüksek bir gelire sahip olmanız gerektiği saplantısı yerle bir olacak.
Evinizin bir aktif varlık olduğuna inancınız sarsılacak Çocuklarınıza para kazanmanın yollarını öğretmek için okuldaki sisteme güvenemeyeceğinizi göreceksiniz Aktif ve pasif varlıkları yeniden tanımlayacaksınız Çocuklarınızın gelecekte finansal başarı sağlamaları için parayla ilgili onlara öğretmeniz gereken her şeyi öğreneceksiniz.
Robert Kiyasaki insanlara insanlara milyoner olmayı öğretir... Ona milyoner öğretmen denmesinin nedeni bu. İnsanların maddi sıkıntılar içinde boğuşmasının neden, okulda geçirdikleri onca yıl boyunca para konusunda hiçbir şey öğrenmemeleri. Sonuçta para için çalışmayı öğrenirler... ama parayı kendileri için çalıştırmasını hiç bilmezler.
Nes, the ufuk
www.NeVital.com (Hayat nefes, hayat nefis...)
Yazı tarihi: 02 Şubat 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder