29 Ekim 2010 Cuma

Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar

' Bir gün bana gelir "artık seni sevmiyorum" derse,
"Sana eskisi gibi dokunamıyorum, anlamlı bakamıyorum ve ben artık başkasından hoşlanıyorum" derse...
bunu kabül edebilirim' dedi...
' Ben ona aynı şeyleri söylersem onun da kabül etmesini beklerim...' dedi...
*****
Bu konuşmaya kadar iyi güzeldi herşey, birbirimize ettiğimiz laflar akıllıca, genel geçer kurallar dahilinde yol alıyorduk.
Sığ sularda, kıyıdan kıyıdan ilerliyorduk.
İki medeni insan, medeni bir ortamda oturmuş kahvelerimizi yudumlarken dünyanın en karmaşık işi kadın-erkek ilişkisi üzerine ahkam kesiyorduk.
*****
Nereden bilebilirdi ki o bu lafları ederken bendeki kasırgaları.
Tam 3 ay önce meleklere gönderdiğim annemi, 7 yıl önce ebediyete uğurladığım babamı, yıllardır yurtdışında yaşayan ağabeyimi, yengemi ve yeğenlerimi nasıl deli gibi özlediğimi...
Ne kadar çok özlersem özleyeyim kavuşmanın mümkün olamadığını,
Ne yaparsam yapayım tüm damarlarımda sinsi sinsi dolaşan yalnızlık çıngıraklarını susturamadığımı,
Bir kere daha sevdiğim birini kaybedersem duvarlara sığamayacağımı bilemezdi ki...
O yüzden böyle kof bir laf etti.
O yüzden sevdiğinden vazgeçmeyi, alıp da rengini beğenmediğin bir kazağı iade etmek kadar kolay dillendirdi.
Yoksa eminim onun da vardır içini oyan kocaaa terkedilişleri, koca koca korkuları, güvensizliği, söndüremediği yangınları, olmaz mı!


Nes, geri basar

Yazı tarihi: 29 Ekim 2010

Hiç yorum yok: