24 Ocak 2011 Pazartesi

Statükos stabilitos

Ön uyarı: Lütfen yazımın başlığını doğru okuyalım, doritos panços sululuğuna dökmeyelim!
Evet, hazırsak başlayabiliriz.

Günaydınlar efendim,
İyi haftalar,
Güzel renkler, tatlar, modlar, ballar diliyorum herkeslere.
İclal Aydın kıvamında bir girizgah yaptım biliyorum, durun, sakin olun, sabırlı olun, arif olun, hemen darlanıverivermeyin.
Birazdan gelecek Haşmet Babaoğlu kelimelerimle fişlemeyin beni diye alın dil altında bekletin İclal'ı paşa paşa.
......
diye yazmaya başlamıştım ki çalan bir telefonda uzuuuuunca bir süre kaldım.
Sonra da aklım dağıldı, bi baktım kelimelerim aklımla birlikte uçmuş gitmiş, puffff.
Akıl ve uçmak demişken, aklını uçurmak için ne kadar uzağa uçabilir bir insan acaba?
Artık tanıdınız cümlelerimi; yazıda sahipsiz bir "insan evladı" sözkonusuysa o kişi bizzat bendeniz oluyorum genellikle.
Yani sözün özü; yalıkazığı gibi statükos sabitikos ayarlarında çakılı bir "insan evladı" sırf aklı uçsun diye kaç kıta aşabilir, pergelin bacaklarını kaç derece açabilir?
Hooop atlıyorum burdan şu cümleye;
"Bugün seni sevmeyi bırakıyorum" demiş genç delikanlı bizim kıza.
Kız o cümleye kadar o kadar havalarda, o kadar eminmiş ki statükodan birden attan düşmüşe dönmüş.
Almış ceketini kalkmış masadan arkasına bakmadan deli-kanlı.
Bir daha da ne aramışşşş ne sormuşşşş...
Bizimki hala kafasını duvarlara vuruyor; "hayatımın en büyük salaklığıydı bana sevgisinden o kadar emin olup onu bezdirecek hale getirmek" diyor.
Bir kafede oturuyorduk, buzz gibi soğuk su ısmarladım bizim kızcağıza. Kesmedi çift tur Maraş kesme dondurma!
*****
Şimdi madem ben de sözlerimi unuttum, aklımı uçurdum gelen telefonla birlikte, sırf size ve yazıya mahçup kalmamak için fiktif bir gündem yarattım farkettiğiniz gibi.
Türkçesi;
Hadi bakalım ben de diyorum: "Bugün seni sevmekten vazgeçiyorum" diye!
Yarası, beresi, sargı bezi, kulak çınlaması, hazırlamış olduğu çomağı, göz seyirmesi, kalp çarpıntısı, saç teli dibi acısı vs olan varsa buyursun, çekinmesin, ben bıraktım lafı ortaya, alsın tepe tepe kullansın.
Tepe sevmezse koysun şapkayı önüne soğuk bir bardak suyla birlikte, yaklaşsın en yakın duvara, duydunuz zilin sesini başlasın kafayı duvara duvara çakmaya.
Bu kadar...
Bu kadar basit arif olamayanın durumu.
Bu kadar kısa benim yazacaklarımın boyutu.

Öperim gözlerinizden,
Size doyum olmaz ama "insan" gider ;))

Ohhh be nihayet gittim bugün!
Ve ben mesela uçarım meselaaaaa! ;)

Ness, uçar mesela

p.s. Madem öptüm gözlerinizden, hadi size bi kıyak geçeyim de haftaya güzel bir şarkıyla başlayalım, şarkıyı dinlemek& izlemek için buraya tıklamanız yeterli.

Yazı tarihi: 24/01/2011

22 Ocak 2011 Cumartesi

Dua ve şifa ricası

Kadim dostum, canım arkadaşım, biricik kardeşim Aslıhan'ın annesi bu gece beyin kanaması geçirdi.
Yarın sabahtan zorlu ve riskli bir ameliyata alınacak.
Yazımı okuyanların şifa dualarını eksik etmemelerini rica ediyorum.

Geçtiğimiz yaz başında , annemin -iyi ihtimalle- 1 ay ömrünün kaldığı haberini aldığım Metropolitan Florence Nightingale Hastanesi'nde olacağız.
Boşuna denmemiş; "Ana gibi yar olmaz" diye, ah ahhhhhhhhh :(((((

Yazı tarihi: 22/01/2011

Nes, the Saadet teyze :(

21 Ocak 2011 Cuma

Son Yolcu

Velev ki son birkaç sabahtır gece gördüğüm rüyalarla ve onlardaki şarkılarla uyanıyor ve o şarkılarla güne devam ediyorsam bu gelenekselleşmeye başlamış demektir.
Bununla beraber bu sabah bu durum söz konusu değil.
Rüyamda alt komşumun Nike reklamında oynadığını gördüm, ne alaka ben de bilmiyorum.
Sanırım bu birkaç gündür NeVital'in Runtalya'yla olan yakın iletişimi sebebiyledir :))
Bu konuya önümüzdeki günlerde daha detaylı değineceğim.
Bu güzel gelişmelerden şu anda bahsetmek yerine halihazırda kıpır kıpır olan iç sesimi paylaşayım sizinle yüksek müsadelerinizle.
Ve bu kıpırtı etkisiyle olsa gerek sabahtan beri sebepsiz yere ağzıma dolanan "günün şarkısını" size de dinleteyim.
Dinlerken hani aklıma da gelmiyor değil; "Son yolcuları uğrulamanın zamanı gelmedi mi?" diye...

Ben bir Ajda fanı olarak onun seslendirmesine hayranım ama Ege de bir erkek vokal olarak fena değil hani ;) (şarkıları dinlemek için isimlerin üzerine tıklamanız yeterli)
Bu arada madem Ajda dinlemeye başladık bu son yolcuları uğurlama konseptine uygun başka harika bir şarkı daha var.
Benim favorilerimden.
Burçiiiii bu şarkı sana ithafen, hadi elimize şişe, çatal, kaşık, bıçak, telefon ne bulursak alıp mikrofon niyetine başlayalım bağırarak söylemeye ;)))


Ajda Pekkan – Son Yolcu 

Bu gece hiç konuşmadan
Söndür ışığı da uyu yanımda
Yarın güneş doğmadan
Gitmiş olacağım belki burdan
Ağlar sesin kulağımda
Sıcaklığın da hala avucumda
Sabah olmadan daha sokulsam yanına
Yağmur öncesi gibi yaşla doldu gözlerim
Kalbimden en son geçen yolcu, yolcu sendin
Ah acılar sevinçlerin sevinçler acılarının gölgesi
Bazen gezer başında aşkın böylesi
Yağmur öncesi gibi yaşlar dolar gözlerim
Kalbimden en son geçen yolcu, yolcu sendin
Kimini sevgi kimini nefret
Kimini hasret alır ya
Kimi aylarca kimi yıllarca
Biri yaşamca kalır ya
Ah bu gece hiç bitmesin
Gözüm başka sevgili görmesin
Sabah olmadı daha sokulsam yanına
Yağmur öncesi gibi yaşla doldu gözlerim
Kalbimden en son geçen yolcu, yolcu sendin

p.s. Şarkının sözlerine kulak asmayın, biraz melonkolik, oysa ben bugün tam tersi çok da fırlatmakolik bir moddayım, yihhoooo ;)

19 Ocak 2011 Çarşamba

Gözlüklü akreplerle uçuyorum!!!

Birazdan düğün başlayacak.
Gelin, gelinliğini giymiş hazır bekliyor.
Straplez bir gelinlik, göğsünden karnına kadar kocamaaaan 2 tane çiçek var önünde.
Benim tarzım değil ama yine de çok güzel olmuş.
Her gelin güzel değil midir zaten?
*****
Yaz düğünü, ılık bir akşamüstü, her taraf aydınlık, konuklar üçer beşer gelmeye başlamışlar.
Ben de mini bir elbise giymişim, çorap yok, rüzgarı bacaklarımda hissediyorum, yaza dair en sevdiğim şey.
Yüksek topuklu, tarz ayakkabılar ayağımda; bilekten bağlı, burnu&arkası dekolte, moda tabirle "stiletto", yıkılıyor(um) ;)
*****
Bakıyorum, daha hava aydınlık, gelen giden de henüz az, "ben birazdan geleceğim" diyerek sağdan sağdan tüyüyorum.

Daha çok ferah bir bahçeyi andıran düğün mekanını terk ediyorum.
Ve başlıyorum koşmaya.
Önce hızlı adımlarla yürür gibi, sonra bildiğin koşuyorum ayakta o ayakkabılarla.
Koştukça kendimi nasıl rahat, nasıl özgür hissediyorum.
Birden bakıyorum bir otobüsteyim, yanımda yabancı bir adam oturuyor.
Adam hem bana yabancı yani tanımıyorum, hem gerçekten yabancı yani ecnebi :)
Konuşmaya çalışıyor benle.
Benim aklım koşuda, sadece dinlemiyor değil ayrıca da hiç sallamıyorum adamı. Gözüm dışarda.
Mecazen değil, camdan dışarı bakıyorum sürekli, adam koridor tarafında oturuyor.
Otobüs duruyor, "benim inip koşmam lazım" diyorum, "siz gidin, ben burdan düğüne gideceğim nasılsa, geri sizle dönmeme gerek yok"
Adam beni durduramayacağını, illa ki gideceğimi anlıyor.
"madem öyle al benim güneş gözlüklerimi tak koşarken, gözlerine birşey olmasın" diyor.
Eyvahhhh.
Knock-out'luk bir hareket, yumuşak karnımı şak diye buluyor.

Çaktırmıyorum, hala cool'um, gözlüğü takıp başlıyorum koşmaya.
Dere, tepe, bayır, yokuş, tümsek koşuyorum.
Şehir içinden, caddelerin arasından, mağazaların önünden, insanların yanından...
Şimşek gibiyim.


Vitrinlerde gözlüklü beni görüyorum.
Müthiş bir özgüven, kendimle gurur duyuyorum.
Harikayım.
Uçuyorum, koşuyorum; koşuyorum, uçuyorum.
Ve her ne kadar konsepte uymasa da uçarken kulağımda dinlediğim işte şu şarkı:
http://www.youtube.com/watch?v=guRDYdqupb0
*****
Güneşli, aydınlık, parlak bir sabaha uyandım bugün.
Tahmin edeceğiniz üzere uyanır uyanmaz "Maybe I, Maybe You" söylemeye başlayarak.
Scorpions'la güne devam madem öyle, cümlemize, hadi rastgele... :)

Nes, the first runner-up

Yazı tarihi: 19 Ocak 2011

Ölü balık değilim

Kalem hastasıyım.
Şık bir kalem daha da şık herhangi birşeyden çok daha çabuk baştan çıkartır beni.
Mürekkepli, ince uçlu, kayar gibi yazan bir kalem...
Altın, gümüş, bakır veya türevleri kaplama olabilir fakat parlak siyahın yerini hiçbiri tutamaz.
Dolmakalem tabii ki ama mümkünse çok dolma olmayanından.
Dolma dolma olan dolmakalemler erkeklerin dolma parmakları için tasarlanmış hissiyatı yaratıyor bende.
Bu yüzden benim kalemim ince ve zarif olmalı.
Ellerimin, parmaklarımın arasında hani derler ya "kız" gibi kaymalı.
Narin ve nazik bir ilişkimiz olmalı.
Gördüğüm an "tamam işte bu benim kalemim olmalı" dedirtmeli.
Elime ilk aldığımda aramızda aşk oluşmalı, bir daha birbirimizden kopmamak üzere...
En özel mektuplarımı, yazılarımı, notlarımı onunla yazmalıyım.
El yazısıyla "keşke şimdi yanımda olsan" yazıp sevgilimin haberi yokken ceketinin cebine koymalıyım.
Minik sarı bir post-it'e "özledim..." yazıp laptop ekranına yapıştırmalıyım açar açmaz görsün diye.
Konusu sadece "az sonra" olan bir e-posta gönderip şaşırtmalıyım onu.
O, "az sonra" da ne diye düşünürken içeri giren kuryenin getirdiği; güzelim kalemimle el yazısı olarak yazılmış, adının yanında "kişiye özel" diye not düştüğüm mektubumu okumalı...
Okurken;
Gülümsemeli, şaşırmalı, beni düşünmeli, meraklanmalı, heyecanlanmalı, beni düşünmeli, özlemeli, kahkaha atmalı, sabırsızlanmalı, beni düşünmeli, endişelenmeli, hüzünlenmeli belki de korkup öfkelenmeli sonra bunların hepsi yersizmiş diyerek yine beni düşünmeli...
*****
"Materyalist" demeyin bana diye anlattım tüm bunları size.
Bir kalem değil aslında istediğim.
O kalemin bana getireceği yazılar, o yazıların beni götüreceği yerler.
O yüzden Ayşe'nin yazısını okur okumaz sarıldım kalemleşen klavyemin tuşlarına.
Bilgin iz olsun diye yazdım bunları, kalem değil asıl mevzuu anladığınız üzere ;)

Nessy, the Altıgen

14 Ocak 2011 Cuma

Saatchi Gallery'de bir Türk ressam yarışıyor!

Serhat Koçak, dünyaca prestijli Londra'daki Saatchi Gallery'de 4500 sanat eseri arasında elene elene son 8'e kadar geldi. Şimdi birinciliğe giden yoldaki bu 8'e girmek için yarışıyor. 
Genç ve yetenekli bir Türk ressam. Türkiye'deki sanat anlayışının "ucubeleşmemesi" için hepinizin desteğini ve arkadaşlarınızla paylaşımını rica ediyoruz.
http://www.saatchionline.com/showdown/match/showdown/2/artist/95561/art/1157550 linkinden facebook hesabınızla giriş yaparak ya da siteye üye olarak Serhat Koçak'a oy verebilirsiniz, tşk. 
Oylama bugün-14 Ocak 2011- saat 20:00, IST'de bitecektir. 
Baktığınız bu tablo 130cm x 130cm yağlıboya, 2010 çizimidir.
Nes, the sanatsever

13 Ocak 2011 Perşembe

12 Ocak 2011 Çarşamba

"Veda Mektubu!" yorumları

"Veda Mektubu" nu yazarken bu kadar ilgi çekeceğini, okunacağını ve yorum yazılacağını hiç tahmin etmemiştim.
Ben düşündüm de hani hep yazdığım şu "eksik" olan yanım var ya;
artık o yok, artık o geçti-bitti. Ben artık tam ve bütünüm!
Bu kadar, bu kadar, bu kadar harika insan ve onların bana sevgisi eksik olan o yanımı, yarımı, bendeki yaramı tamamladı, kapattı. Onların sevgisi olmasaydı ben iflah olamazdım.
Yazıma yorum yazan aşağıda göreceğiniz ve bana e-posta yollayan -aşağıda göremeyeceğiniz- onlarca "Canım"ın herbirine ayrı ayrı, teker teker korkmadan, içime atmadan, kendime saklamadan, yüksek sesle, bağıra bağıra söylüyorum: "SENİ SEVİYORUMMM..."

Nes, the sevgi böcüğü :)




  • Hande Turan Feslihancım:) Titretip kendime getirdin beni yazdıklarınla, bir kere daha!!! 2010'u kayıpları, kazançlarıyla uğurlayıp, can acıtmayan, eskiyi aratmayan bir yıl dileyelim herkes için!!! Öpüyorum canım...
    December 31, 2010 at 12:44pm · 

  • Neslihan V. Kilic Amiiin kuşummm. Titreyelim, titremek iyidir ;) Bir cümle var senden burda bu arada...
    December 31, 2010 at 12:58pm · 

  • Gonca Cengiz
    Bu notta etiketlendiğimi fark ettiğim andan itibaren ağlıyorum.
    Dilerim,az sonra duracaktır bu sağanak yağışım.
    Seni aramak istiyorum.yook...boğazımda düğüm,konuşturmaz beni.
    Acı,edebiyatın mayasıdır derler.Hakikaten öyle...
    O kdr sıcak,o kdr s...enden bi yazı olmuş ki...
    Yazdıklarını dikkatle ve samimiyetle okuyanlar,seninle birlikte o günlere giderler ama sadece giderler...
    Yeniden doğuşu anlatmışsın resmen.Zamanında dibe girdiğini,şimdi de zirveye oynadığını duyurmuşsun cümle alame.Haklısın.En çok ileriye giden ok,en fazla geri çekilmiş yaydan çıkarmış.
    Burda kokusunu buram buram aldığım bu genç kadın,oklarını 2011'in üzerine üzerine fırlatıcaktır eminim.Ve 2010'un ondan aldıklarını,2011'den fazlasıyla çıkaracaktır.
    Tabi yeri dolmayacaklar hariç!
    Yeri dolmayacakları da özleyecektir...
    Benim gibi...Bizim gibi...
    Bi fotoğrafa bakıp kalacaktır dakikalarca.
    ve dua edecektir sonra tüm samimiyetiyle...
    Hayattayken nefesini üflediği en sevdiği,
    nefesi tükendiğinde de rahat etsin diye...
    İnancın bol,2011'in bal gibi olsun.
    Seni seviyorum...

    December 31, 2010 at 1:07pm ·

  • Hande Turan O cümle kimin biliyor musun? benim eve yardıma gelen Filiz ablanın:)
    December 31, 2010 at 1:10pm ·

  • AsLı Ergün ağladım hem de hüngür hüngür...2011 tüm güzellikleri beraberinde getirsin,hayatında değer verdiğin başka bir şeyi senden almadan...sevgiler...
    December 31, 2010 at 1:23pm ·

  • Dilek Mankır ‎.....hayatımızı O'nun verdiği çorba tarifleriyle yudumluyoruz....
    December 31, 2010 at 1:43pm ·

  • Lale Suman Koch Neslihan'cim hüngür hüngür agliyorum... Canim arkadasim insallah bu günden sonra hic birsey sizleri üzmesin.
    December 31, 2010 at 2:12pm ·

  • Kemal Özen İyi seneler Neslihan'cım, geçmiş senelerde yaşadığın güzellikleri tekrar tekrar yaşayacağın iyi bir yıl olur umarım, mektubun adını da 2010'a veda diye yazsaydın da üzerimize alınmasaydık :-) Öperim
    December 31, 2010 at 2:15pm ·

  • Meltem Bekman ne güzel bir ifade yeteneğidir bu... Annen ve Baban şu an seninle bir kez daha gurur duyuyorlardır Neslihan'cım...içim acıyor böyle zamanlarda biraz daha çok. Ama tamda senin ifade ettiğin gibi hayat bize işte bu durumda tutunacak dallar nasip ediyor. Çok şükür... Herşey gönlünce olsun ve hep böyle kal. Nice mutlu yıllara...
    December 31, 2010 at 2:46pm · ·  

  • Neslihan V. Kilic
    ‎@Handuşum, ne muhterem bir insanmış Filiz abla, hürmetler :)
    @Kuziş Gonciş, bekledim biraz sendeki sağnak dursun diye, durdu mu?:) Feci ok atarım aman haaa:pp Ben de sizi çook seviyommm!
    @Aslı'cım, değer verdiklerimiz hep bizimle olsun, bizl...e çoğalsın, çok tatlısın, tşk&sevgi benden :)
    @Dileqqqque'im, ah ahhhh :((
    @Lale'cim, amiiin, hayat hiçbirimizi üzmesin, iyi ki varsınız :)
    @Kemal'cim, zeki adamsın vesselam, anafikri kapmışsın;) Sadece sen kendi üzerine alınma yeter, başka alınacak varsa mani olmayım. İyi yıllar dilerim, hürmetler :)
    See More

    December 31, 2010 at 2:52pm · · 1 personLoading...

  • Neslihan V. Kilic ‎@Meltem'im, sen de ne güzel bir arkadaşsın böyle. Senin anneciğinin de seninle gurur duyduğuna eminim. Bu iç acıması, özlem hiç geçmese de biz hep daha iyiye gideceğiz, şükredeceğiz. Öpüyorum, sarılıyorum, iyi yıllar diliyorum :))
    December 31, 2010 at 2:57pm · ·

  • Fer Bal nesl'iimmmmmmm dicek bişi bulamıyorummm şuandaa..
    December 31, 2010 at 3:04pm ·

  • Tayfun Kazazoğlu Sen başkasın.....
    December 31, 2010 at 3:16pm ·

  • Neslihan V. Kilic ‎@Fer'im Balim, arim balim peteğim, sen sus gözlerin konuşsun, biz birbirimizi anlarız nasılsa:))
    @Tayfun'um, şu kalp işareti nasıl çıkartılıyor bilmiyorum ama işte ondan:)

    December 31, 2010 at 3:36pm ·

  • Yasemin Cicu Neslihancımmm, duygularımı kelimelerle ifade edemiyorum, kendini ifade edişin, duygularını tasvir edişin ta içimin içinden etkilendimmm. Senin gibi melek arkadaşlarım olduğu için çok mutluyum... yok ağlamayacaktım ama insan bazan gözyaşlarını tutamıyor işte...sımmsıkı kucaklıyorum seni canım arkadaşımmm
    December 31, 2010 at 3:53pm ·

  • Fer Bal seni çok sewıyorum nesl'imm...
    December 31, 2010 at 3:58pm ·

  • Begüm Taşal Neslicim, kalemine ve yüreğine sağlık, umarım herşeye rağmen 2010'da başlayan bu güzellikler 2011'de de artarak devam eder ve 2011 de teşekkür edilecek bir yıl olur. Çok öperim, iyi yıllar,
    December 31, 2010 at 4:08pm ·

  • Neslihan V. Kilic ‎@Yase'cim, sen 2010'un bana getirdiği en güzel şeylerin başındasın, luv u :))
    @Melis'im duygularımız karşılıklı, Fatih duymasın ;))
    @Begüm'cüm, çok tşk ederim, tüm dileklerine amiiinnn, sizlere de iyi yıllar :)

    December 31, 2010 at 4:34pm ·

  • Ülkü Öner Asma İçi de dışı da çok güzel, sıcacık bir insansın sen canım. Gözlerim dolu dolu okudum. İçimi ısıttın yılın bu son günü, dilerim 2011 de senin içini ısıtır. :)
    December 31, 2010 at 4:40pm ·

  • Demet Bayraktar Neeeess, bu sene cok cok cok guzel olsun, sana hediyeler sunsun, surprizler yapsin, cok mutlu ol! Seni seviyoruz! Kardesin Demo :)
    December 31, 2010 at 7:18pm via Facebook Mobile ·

  • Müge Kılıç Dünkü hoppidi hoppidi yeni yıl coşkusundan çok daha anlamlı oldu yazını okumak yeni yılın ilk sabahının uyandığım ilk saatlerinde.... Gerçekten sen başkasın, Neslim... Kendini zaman zaman eksik etsen de İstanbuldan ve defalarca söz versek te daha sık görüşmeye ve araya hep birşeyler girse de umutlarımı yeşertmeye, unuttuklarımı hatırlatmaya ve daha çok içsel yolculuğuma çıkmama yardım ettiğin yazılarınla da olsa hayatımdan hiç çıkma emi kuzicim :-)
    January 1 at 12:37pm ·

  • Kıymet Özyurt
    bir elini ben, diğer elini ağabeyim tutup, saçlarını okşarken ve kulağına kelime-i şahadet getirirken sonsuzluğa uğurladık annemi.

    Tansiyonu, nabzı, kalp atışları ve nefesi gözümüzün önünde o kadar drastik bir hızla düşmeseydi asla bırakamaz...dım onu, inanamazdım gittiğine, bilemezdim o an ölümü gördüğümü.

    2011'in ilk gözyaşları, seni o kadar iyi anlıyorumki... Çok mutlu olacağın bir yıl diliyorum canım. Kocaman öpüyorum.

    January 1 at 2:49pm ·

  • Olcay Kılıç Neslihancım, öylesine içten dile getirmişsin ki yaşadıklarınızı, ağladım okurken. Yeni yıl sana güzel günler getirsin. Sevgiler.
    January 1 at 2:53pm ·

  • Aynur Seskir canım benim yaaa yine darma duman ettin beni...sen her zaman çok mutlu olmayı hak ediyorsun... Tüm bu zorluklar arasında hep kendi inşa ettiğin güzel şelere tutunarak ayakta kaldın.. Bundan sonra da bu azminle, hayata bu bilgece bakışınla ve annenin ve tüm dostlarının duaları ile yepyeni bir hayatı kucaklayıp çok mutlu olaksın inşallah... her zaman yanındayız ve seni çok seviyoruz, bunu iç unutma...
    January 1 at 9:46pm ·

  • Neslihan V. Kilic
    ‎@Ülkü'cüm, 2011'de tüm müslüman ve din kardeşlerimizin, beni senin gözlerinle görmelerini diliyorum v sana kocamaan sarılıyorum:)
    @Dem'cim, yazdıklarının aynısında, duble pls. Ben de sizi çook seviyorum cnm kardeşim:)
    @Kuzicim, çoğu zaman o ...hoppidi mod daha iyi, görüşünce öyle takılalım biz, bu mod benim sadece yazı modum;)
    @Tatlım Kıymet'lim, beni çok iyi anladığına eminim, hep çok yakınımdaydın, iyi ki öyleydin, öpücükkk:)
    @Olcay hnm'cım, 2011 hepimize güzel günler getirecek, eminim, sarılıyorum:)
    @Aynur'um nadidem, hani "dizlerimle" ilgili bir bölüm var ya; sen hep benim dizlerimden biri, nefesimdeki en yaşamsal oksijendin. Oscar alıyor olsaydım şu an şöyle derdim: "Aynur Seskir olmasa ben bu ödülü asla alamazdım";) Seni tanıyor olmak hayatımdaki en büyük şanslardan:)))
    See More

    January 2 at 2:04am · · 1 personAynur Seskir likes this.

  • Neslihan V. Kilic Meltem, Mert, Ayşe, Çiğdem, Özge, Esenç ve Eşref abi yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim, yerim ben sizin o yazımı beğenen parmaklarınızı :))
    January 2 at 2:07am · ·

  • Gözde Külahçıoğlu Güçlü arkadaşım; 2011 yılında bütün mutluluklar seninle oldun.....
    January 2 at 7:36pm ·

  • Meriç Dinçsoy o kalp işareti nasıl yapılıyor ben de bilmiyorum;sana onun en büyüğünden vermiş Allah...
    January 2 at 9:18pm ·

  • Zafer Bulutcu Canım seni coook seviyoruz..
    January 3 at 12:00am ·

  • Neslihan V. Kilic ‎@Gözde'cim, olsun valla, hepimizle olsun, daha çok, daha çook olsun:)
    @Meriç'im, feci kalbimden vurdun beni, vayssss :)
    @Zaf'cım, koşa koşa ördek getirmiştin bana, hiç aklımdan çıkmıyor o ya, oyy oyyyy:( P.S. I love u, toooooo :)

    January 3 at 12:27am ·

  • Pınar Yüce Sarıoğlu Cok ozel, cok guzel herbir kelimen. Aldin goturdun... 2011 ve sonrasi sana hep mutluluk getirsin Neslihancim. Sonsuz sevgiler...
    January 3 at 12:08pm ·

  • Pinar Cebi Wilber Nes ne guzel yazmissin, ama beni de aglattin simdi. Insallah bu sene hepimiz icin cok guzel gecer.
    January 3 at 8:45pm ·

  • Aydan Seskir Özmen nesli, gözlerimi doldurdun ama yüreğimi hafiflettin. zihnine sağlık. hep böyle sağlıklı kalsın, yolunu göstersin. sevgiler.
    January 4 at 9:52pm ·

  • Neslihan V. Kilic
    ‎@Pınar Yüce'cimmm, senin de okumana, yorum yazmana ve senden haber aldığıma çok sevindim. Hepimiz mutluluktan uçuşalım 2011'de, işşşalllahh :)
    @Pınar'ım Çebi'm, ağlama ağlama, artık güzel günler zamanı hatta belki de komşu komşu ;)
    @Aydan ab...lacım, ne şahane bir dilek, bayıldım, "zihnim sağlıklı kalıp yolumu göstersin" bunu sonraki yazılarımda kullanmalıyım;) Çok tşk, hepimizin öyle olsun inşallah:)See More

    January 4 at 10:22pm ·

  • Selin Tolan Neslihancim, okurken nefes alamadim, goz yaslarima hakim olamadim...onumuzdeki sene bu zamanlarda bu kalemden bizi sevinc gozyaslarina bogacak bir mektup bekliyorum....cok cok cok guzel bir yil olsun...
    January 5 at 1:56pm ·

  • Esra Ertan supersınn.güçlü olmanın --ayaklarımızın üzerinde durmanın en güzel örneğisin ..2011 senin -benim ve ayakları üzerinde durabilmeyi başarabilen hatunların yılı olsunnnnn
    January 5 at 4:30pm ·

  • Neslihan V. Kilic
    ‎@Selin'cim, bunca güzel dilek ve bendeki bu sağlam inançla olacak Allah'ın izniyle. Önümüzdeki sene sevinç mektubu, söz, hepimiz için öyle olsun inşallah :) Çok çok çookk tşk:)
    @Esra'cım, estağfirullah, eminim herkes kendi hayatında zor gün...ler yaşamıştır/yaşıyordur. 2011 hepimiz için harikaaaa olsun :)

    Sunday at 9:49pm ·

  • Ulca Sungu Misset
    Neslihancim, seni ilk tanidigimda, sadece bir aile dostunun kiziydin.. ayni okulda olmamiza sasirmistim, cunku tanismiyorduk. Tanistik, birbirimizin hayatina girdik, beraber tatillere gittik, bazen ayri dunyalarin insanlariydik, bazen o zamanki sorunlarimizin (!) ayniligi karsisinda beraber sasirdik.

    Benim o zaman ait Neslihanim demir gibiydi..Disiplinini, kafana koydugunu yapmak icin caba sarfetmeni ve bu yolda da kendine olan guvenini ve inancini ilgiyle izledim.. Her sabah azimle yilmadan yaptigin 10 dakikalik egzersizlerini, tutkunu.. sonra da Marmariste tatilde bacaklarinin muntazamligini kiskanclikla izledim )) Ozellikle benim gibi take it easy, chill tipli birisi icin puzzle kutusu gibi birseydin..

    Sonra yillar gecti, sular akti, ben gurbete, sen ise kotu gunlere girdin. Haberlerini burdan alsamda, herkesin hayatinda mutlaka bir kac kere yaptigi gibi ben ve basiretim anlasamadik, ve seni anlamsiz bir bicimde aramadim. Zaman gectikce de utandim sanirim.

    Sonra ansizin bir Ankara ziyareti sirasinda Anneciginle Karum Budakaltinda yemek yedim. Daha dogrusu ben yedim, o ise sanirim son 10 yildir agzina lokma koymamisti..O gur siyah saclarini, gur kahkahalarini aradim. Bir terslik vardi..Ogrendim sonradan, icim burularak. Yillar sonra seninle House Cafe'de oturacak, icim burularak o yillardir tanidigim guclu kadinin kendisi gibi azimli kizini dinleyecektim, ama malesef icimi yakan bir konu uzerinde..

    Tum bunlarla yasamaya calismak, azmini, direncini, umudunu yuksek tutmak, tutunmak ve hatta tutnmasina yardim etmek. Ve tum bunlari yaparken dimdik durabilmek.

    Ici gibi disi da guzel arkadasim. Hayat sana hakettigini gani gani versin.
    Iyi ki varsin
    !

    21 hours ago ·

  • Neslihan V. Kilic Ulca'cım, bir daha ağlamayacaktım, söz vermiştim kendime, olmadı. Dağıttın beni, önce sicim gibi içime içime ağladım sonra tutamadım hönküre hönküre ağladım. Şimdi ben bütün bu güzel dileklerle, gazlarla naparım?: Yakarım, Roma'yı bile yakarım :) Ve seni çoook seviyorum, sen de iyi ki varsın.
    6 minutes ago ·

10 Ocak 2011 Pazartesi

Ben kendi dünyamın tek gücüyüm!




















Aşağıdaki yazıyı okurken ltf. önce şimdi link'ini vereceğim şu şarkıyı açın.
http://www.youtube.com/watch?v=3yy3SYYQ1lM&feature=related
Ve başlayın okumaya.
İçimdeki coşkuyu anlayacak ve siz de benim gibi hissedeceksiniz, hatta daha da yukarda.
Sonra da karşıma geçip, elimden tutup, benimle dans edeceksiniz ;))
*****
Hayatın sonsuzluğunda, bulunduğum noktada herşey mükemmel, bütün ve  ve tam.
Artık eski sınırlara ve yokluklara inanmayı seçmiyorum.
Şimdi kendimi evrenin beni gördüğü gibi görmeyi seçmeye başlıyorum; mükemmel, bütün ve tam.
Varlığımın gerçeği şu ki, ben mükemmel, bütün ve tam olarak yaratıldım.
Şimdi mükemmel, bütün ve tamamım.
Daima mükemmel, bütün ve tam olacağım.
Hayatımı bu anlayışla yaşamayı seçiyorum.
Doğru yerde, doğru zamandayım, doğru şeyi yapıyorum.
Dünyamda herşey iyi ve güzel.
*****
Düşünce Gücüyle Tedavi kitabı, sayfa 56'dan alıntı.

As long as there is you!
When all my dreams are scattered to the wind
I'll begin again and you're the reason why
When all our friends no longer know my name
And say that I'm not the same
I know that I'll get by

(Chorus)
As long as there's you
At the end of every road
To give me all your love, and a gentle hand to hold
As long as there's you
At the end of every night to tell me it's alright
And shield me from the cold

I'll be strong and I'll be tall
There is nothing I can do
I may stumble I may fall
I won't care if there is you
At the end of it all
I won't care if there is you
At the end of it all

You are the sun that shines upon my face
And smiles upon my life in everything I do
So let the rain come pouring to the ground
Cause nothing gets me down
As long as there is you

(Chorus)

I'll be strong and I'll be tall
There is nothing I can do
I may stumble I may fall
I won't care if there is you
At the end of it all
(Repeat)

I won't care if there is you
At the end of it all
I don't care if there is you
At the end of it all
At the end of it all
At the end of it all

Nes, the sonsuz Güç!

9 Ocak 2011 Pazar

Bilkent Mezunlar Derneği başkanlık seçimine gidiyoruz!

Hemen sol yanda gördüğünüz foto bugünüme dair harika bir an...
Sizlere niyesini de anlatmak isterdim ama şu anda gece/sabah saatin 3'ü. Ve ben günlerdir uykusuzum.
Her işe yetişmeye, her arkadaşla vakit geçirmeye, her yere gitmeye, herkese koşmaya, herkesle konuşmaya, yazmaya, bolca okumaya, daha da bolca düşünüp fikir üretmeye, hayatın her dakikasını yakalamaya ve hepsinin toplamından daha da çokca aşkı yaşamaya çalışınca insan (insan=bendeniz) bazı şeylere de yetişemez olabiliyormuş.
Ama size sadece şunu söyleyebilirim: "Bugünüm uzunca zamandır beklediğime değecek güzellikte geçti, hatta belki daha da iyi"
*****
Yarın, benim de üyesi olduğum Bilkent Mezunlar Derneği'nin başkanlık seçimleri var.
Tabii ki biz de sabahın köründe seçimlerin yapılacağı Txm'deki bir otele giderek oyumuzu şu anki başkan "Sinan Öncel" için kullanacağız.
Kimbilir mezuniyetten sonra hiç görmediğim kaç kişiyle karşılaşacağım.
Sonra da bütün gün program yine çoook yoğun. Görmeyi çok istediğim, benim için çok değerli birileriyle görüşeceğim.
Meraktayım; acaba yarın bugünden daha güzel olacak mı?
Size bir sır vereyim mi?
"Kesinlikle evet ;))"

Nes, the Ballı

7 Ocak 2011 Cuma

Tek ve bütünüm!

Harika, harika, harika bir akşam geçirdim bu akşam.
Yemekler süüüpeeeerrrr oldu.
Döktürmüşüm haberim yok.
Saymaya başlayınca en az 10 çeşit yemek çıktı ortaya.
Bir kuş sütü eksik diyeceğim ama meslek icabı evde "Arı Sütü" zaten sebil :)
Malumunuz o da doğadaki en değerli besin, daha ne olsun;)
Çorbası, zeytinyağlısı, mezesi, eti, pilavı, salatası, ezmesi, tatlısı herşey enfes, hepsi birbirinden leziz.
İçecekler gani.
Oleeyyy, aramızda kimse içki içmiyor, sigara içmiyor, yaşasın Yeşilay.
Evim tertemiz, mis gibi, mis gibi de kokuyor. Bir yanda mumlar yanıyor, diğer tarafta mandalin ve yasemin karışımı hafif tatlı bir oda kokusu elektrik prizinden tüm eve yayılıyor dalga dalga.
Eğer mutluluk kelimesini 5 duyunla açıkla deseler "koku" kati surette benim listemin başında gelir.
Kendim güzel kokunca, saçım güzel kokunca, evim, sokağım, bahçem, arabam, içinde bulunduğum ortam, 24 saat kokusunu burnumda duyduğum o özel kişi güzel kokunca acayyiiip mutlu oluyorum.

Mutfağımdan güzel güzel yemek kokuları geliyor.
Misafirlerimin getirdiği akıl uçurucu güzellikteki çiçekler müthiiiiş kokuyor.
Velhasılı bu gece herkes, herşey güzel kokuyor.
Ve ben çok mutluyum.
*****
Zamanlama konusunda tüm son zamanlarımda olduğum gibi yine ufak bir problem yaşıyorum ama onu da düzeltcez pek tabii ki, hiç sorun değil.
Hatalı zaman planlaması home-office çalışmanın bir handikapı. Ama dediğim gibi henüz başlarda olduğum için sadece şimdilik....
Yakında Hitler bile kıskanacak dakikliğimi, haaalltttt! :p
***** 
Allah'ım, bir iltifat alıyorum, bir iltifat alıyorum sormayın gitsin.
Koltuklarım kabarıyor, havalara giriyorum, 100 yıllık ev kadını artistliğine bürünüyorum.
Ama sabah kuşağı programı tipi değil, kariyer de yaparım yemek de tadında:)
Seke seke mutfakla salon arasında koşturuyorum.
"Çorbası biteeenn?"
Boşalan tabakları kapıp mutfağa geliyorum, fokurdayan tencerelerden yemekleri koyuyorum.
"İşte gelddiiiii"
Yerime oturmadan tekrar mutfağa koşuyorum.
içerden bağırıyorlar:
"E hadi gel artık, başlamak için seni bekliyoruuzz"
"Tamam, tamam geliyorum, siz beni beklemeyin başlayııınn ltfffnnnn."
"Neydi, neydiii, ne yapacaktım?"
"Hah, tamam hatırladım, fırın"
Elime geçirdiğim gibi yanmaz eldivenleri fırındaki borcamı kapıp masaya uçuyorum.
"Ta taaammm, değmesin yağlı boya, borcam sıcak"
O sırada kahkahalar yükseliyor.
Zero dolu kadehlerimiz havalanıyor: "Sağlık, mutluluk, bereket, kısmet, aşk ve Şebo'muzun karnındaki bebişe" içimizde ne dilek varsa ona içiyoruz, çın çınnnn.
Henüz aldığım yudumu yutmadan "Aaaaaa unuttum, unuttum yandı ekmekler" diye bağırarak kendimi zor atıyorum mutfağa.
Acayip neşeli bir kahkaha daha patlıyor...
*****
Saçıma, kiloma, soframa, yemeklerime, evime sürekli iltifat alıyorum.
Ve itiraf ediyorum, bu benim çoook hoşuma gidiyor, şımarıyor da şımarıyorum :))
*****
Tabaklar masadan kalkarken çayı getiriyorum.
Çay olmazsa olmaz.
Ohhh sıcacık bir yudumda hepimiz kendimize geliyoruz.
Ve sonra da gecenin anlam ve önemine...
*****
Aralarda her fırsatta ikili gruplar halinde birbirimizi tenhada kıstırıp iki lafın belini kırıyoruz; pısır pısır pısırrr.
Elinde tabakla içerden gelen üçüncü hemen atlıyor, "ne, ne, ne konuşuyorsunuz?"
Haydaaaa dön başa, başla baştan anlatmaya.
Yalçın artık sabırsızlanıyor.
"E hadi gelin başlıyorum"
Ve başlıyor Yalçın hazırladığı presentasyonu bize anlatmaya.
O anlatıyor biz dinliyoruz, şaşırıyoruz, yorum yapıyoruz, anlamıyoruz "ama nasıl yaniii?" diye soruyoruz, arada ciddiyetimizi kaybedip geyiğe sardırıyoruz.
Kendimizi ti'ye almanın doruklarına çıkıyoruz.
Yalçın "höt" der gibi bir bakış fırlatıyor hemen sus pus olup, akıllı öğrenci kıvamına geçiyoruz.
Aralarda ihtiyaç molası ya da çay/su/gazoz/kola/fanta/fruko/tatlı takviyesi için içeriye koşup sonra hemen geri gelip masadaki yerimizi alıyoruz.
Kademe kademe bir boy daha olgunlaştığımızı, olduğumuzu hissediyoruz.
Bilmediğimiz biiiir sürü şeyi öğrenip, anlamadığımız biir sürü şeyin farkına varıyoruz.
Bu her saniyesi çok değerli spiritüel eğitimin sonunda geldiğimiz nokta içimizdeki o gerçek "AŞK"ı, Mevlana'nın "AŞK"ını bir kez daha sınırsızlaştırıyor, bedenimizden, 5 duyumuzdan ve zihnimizden çok ötelere taşıyor.
"Allah birdir ve tektir. Ve bizler bu bütünün birer parçasıyız.
Olan da olmayan da bütünün hayrına olduğu için öyle olmuştur.
Bu hayata gelmemizin/tecrübe etmemizin bir sebebi vardır.
Dünya sevgiyle dönüyor.
Kendini eğitmek; bu yolda yılmadan, bıkmadan, sabrederek düzenli olarak çalışmak, ben kimimi, bu dünyadaki amacımızı sorgulamak varoluş sebebimizdir.
Ve Kuantum; yaptığın/düşündüğün her hareket/ her düşünce bir enerjidir. Enerjiler evrende kaybolmaz, mutlaka bir surette bir gün sana geri dönecektir!"

Şimdi sorarım size dostlarla geçirilen müthiş bir akşamdan, böyle süper bilgiler öğrenmekten, manevi huzur ve tatminden ve ilahi aşktan daha öte bir sebep var mıdır, benim şu an hissettiğim sonsuz mutluluğu içinde hissetmek için?

Ben bu yolda ilerlemeyi seçiyorum.
Sizin de cevabınızı duydum, yolumuz açık olsun :))

Nes, tek ve bütün!

Not: Fotoğrafta soldan sağa: Mark, Hülya, Aynur, bendeniz, Şebnem ve Yalçın.
Her ne kadar halay ekibi görüntüsü vermiş olsak da sevgi yumağı halindeyiz aslında;)

Yazı Tarihi: 07/01/2011