24 Ocak 2011 Pazartesi

Statükos stabilitos

Ön uyarı: Lütfen yazımın başlığını doğru okuyalım, doritos panços sululuğuna dökmeyelim!
Evet, hazırsak başlayabiliriz.

Günaydınlar efendim,
İyi haftalar,
Güzel renkler, tatlar, modlar, ballar diliyorum herkeslere.
İclal Aydın kıvamında bir girizgah yaptım biliyorum, durun, sakin olun, sabırlı olun, arif olun, hemen darlanıverivermeyin.
Birazdan gelecek Haşmet Babaoğlu kelimelerimle fişlemeyin beni diye alın dil altında bekletin İclal'ı paşa paşa.
......
diye yazmaya başlamıştım ki çalan bir telefonda uzuuuuunca bir süre kaldım.
Sonra da aklım dağıldı, bi baktım kelimelerim aklımla birlikte uçmuş gitmiş, puffff.
Akıl ve uçmak demişken, aklını uçurmak için ne kadar uzağa uçabilir bir insan acaba?
Artık tanıdınız cümlelerimi; yazıda sahipsiz bir "insan evladı" sözkonusuysa o kişi bizzat bendeniz oluyorum genellikle.
Yani sözün özü; yalıkazığı gibi statükos sabitikos ayarlarında çakılı bir "insan evladı" sırf aklı uçsun diye kaç kıta aşabilir, pergelin bacaklarını kaç derece açabilir?
Hooop atlıyorum burdan şu cümleye;
"Bugün seni sevmeyi bırakıyorum" demiş genç delikanlı bizim kıza.
Kız o cümleye kadar o kadar havalarda, o kadar eminmiş ki statükodan birden attan düşmüşe dönmüş.
Almış ceketini kalkmış masadan arkasına bakmadan deli-kanlı.
Bir daha da ne aramışşşş ne sormuşşşş...
Bizimki hala kafasını duvarlara vuruyor; "hayatımın en büyük salaklığıydı bana sevgisinden o kadar emin olup onu bezdirecek hale getirmek" diyor.
Bir kafede oturuyorduk, buzz gibi soğuk su ısmarladım bizim kızcağıza. Kesmedi çift tur Maraş kesme dondurma!
*****
Şimdi madem ben de sözlerimi unuttum, aklımı uçurdum gelen telefonla birlikte, sırf size ve yazıya mahçup kalmamak için fiktif bir gündem yarattım farkettiğiniz gibi.
Türkçesi;
Hadi bakalım ben de diyorum: "Bugün seni sevmekten vazgeçiyorum" diye!
Yarası, beresi, sargı bezi, kulak çınlaması, hazırlamış olduğu çomağı, göz seyirmesi, kalp çarpıntısı, saç teli dibi acısı vs olan varsa buyursun, çekinmesin, ben bıraktım lafı ortaya, alsın tepe tepe kullansın.
Tepe sevmezse koysun şapkayı önüne soğuk bir bardak suyla birlikte, yaklaşsın en yakın duvara, duydunuz zilin sesini başlasın kafayı duvara duvara çakmaya.
Bu kadar...
Bu kadar basit arif olamayanın durumu.
Bu kadar kısa benim yazacaklarımın boyutu.

Öperim gözlerinizden,
Size doyum olmaz ama "insan" gider ;))

Ohhh be nihayet gittim bugün!
Ve ben mesela uçarım meselaaaaa! ;)

Ness, uçar mesela

p.s. Madem öptüm gözlerinizden, hadi size bi kıyak geçeyim de haftaya güzel bir şarkıyla başlayalım, şarkıyı dinlemek& izlemek için buraya tıklamanız yeterli.

Yazı tarihi: 24/01/2011

Hiç yorum yok: