2 Şubat 2011 Çarşamba

Mykonos Balıkçısı'nda fosur fosur sigara

Şu hayatta en tahammül edemediğim şey "sigara".
Sigaraya olan tahammülsüzlük ve nefret boyutlarımı anlatmaya kalksam klavyemin mürekkebi dayanmaz :oo
O yüzden sigara yasağının getirilmesi ve uygulanması bu ahir ömrümde beni en mutlu eden olaylardan biridir.

Sigara kadar aşırı boyutlarda olmasa da içkiyle de hiç aram yoktur.
Bira, rakı, viski, konyak, kanyak vs... ömrümde hiç içmedim.
Şarapta sosyal içici bile değilim. Ömür boyu içtiğim şarapları toplasam 1 şişe bile etmez.
Şampanyaya biraz daha sempatiğim çünkü o bende bir içkiden çok kutlama içeceği algısı oluşturuyor. Buz gibi bir kadeh şampanyayı tokuşturmak güzel bir şeyler kutlamaktır benim dünyamda.
1'e 100 gibi bir proporsiyonla votka/meyve suyu/enerji içeceği içebiliyor(dum) bir zamanlar ama son içtiğimden bu yana 3 sene geçmiştir. O zamandan bu zamana da canım zerre kadar istemiyor.
Baileys bol buzla fena olmuyor ama çok kalorili olduğu için onu da eledim, yılda bir kadeh eh belki içiyorum lafola.
Yani isterseniz "ot", isterseniz "yeşilaycı", isterseniz "sağlıklı", isterseniz "salak" diyebilirsiniz bana.
Ben kendimle gurur duyuyorum gerisi de beni ırgalamaz, nokta.
*****
İçki, sigara alemlerine Fransız'lığım meşhurdur tahmin edeceğiniz üzere.
Dün akşam yemeğine, yurtdışından gelen misafirlerimi balık/meze yemeğe götürdüm.
İş çıkışı saatlerde herhangi bir yakadan diğerine geçmek delilik olduğu için Caddebostan'daki İskele Sokak'a, diğer adıyla Barlar Caddesi'ne gittik.
Önlerinden onlarca kez geçmiş olsam da hiçbirinin içine girmişliğim yoktu.
Dışarıdan bakıldığından en eli ayağı düzgün yer "Mykonos balıkçısı" izlenimini veriyordu.
"Mykonos"a girdiğimizde ortalık kalabalık, ambians güzel gibi gözüküyordu.
Tam mezeler geldi ki etrafta teker teker yanmaya başlayan sigaraların dumanları keyfimizi kaçırmaya başladı.
Önce yasağı bireysel olarak delen birkaç sigara tiryakisinin densizliği gibi geldi bu bana.
Zaman ilerledikçe gördüm ki yemekten çok sigara içmeye gelmişti herkes.
Kapalı mekanlarda sigara içme yasağı yok ve hiç olmamış gibi davranıyorlardı.
Az sonra boğulur hale gelmiştik.
Gözlerimiz yanmaya, yaşarmaya, şıpır şıpır damlaya, üstümüz başımız leş gibi kokmaya, yemek yemek için her ağzımızı açtığımızda boğazımıza tıkılan dumanla midemizin bulantısına dayanamaz hale gelmiştik.
Mekanda istisnasız herkes fosur fosur sigara içiyordu.
Hani nerede yasak, denetleme, zabıta, Sağlık Bakanlığı?
Üstelik yolun üzerinde kurulu camekan tüm mekanı dazdavlak ele vermesine rağmen bu kimsenin umrunda değildi.
Sadece burası da değil, sokak boyunca nerdeyse tüm müesseselerde sigara rahatça içiliyordu.
Ayrıca sanırım ben gece gezmelerinden uzak olduğum için çok yaşamıyorum ama etraftan duyduklarım bu tarz mekanlarda sigara yasağı diye birşeyin asla uygulanmadığı.
Bu konuda sivil gönüllüler olduğunu biliyorum.
Onlardan biri ya da bu konuda yetkili herhangi biri bu yazımı okursa cümlelerim alanen şikayettir, duyurulur.
Rüşvetsiz ve sigarasız bir Türkiye istiyorum, bu da duyurulur!
Mykonos Balıkçısı ve benzeri mekanlara bir daha asla gitmeyeceğim, üstüne basa basa bu da bilahare duyurulur!!!

Nes, sigara düşmanı

Yazı tarihi:02 Şubat 2011

Hiç yorum yok: