27 Şubat 2011 Pazar

Black Swan, Natalie Portman- Siyah Kuğu



Sadece bir kaç saat sonra 83. Oscar Ödülleri sahiplerini bulacak.

İyi bir sinema izleyicisi olmayışım ve bu yıla kadar ödüllerin dağıtılmaya başladığı saatlerden 3-5 saat sonra uyanarak yeni bir haftaya başlıyor olmam sebebiyle şimdiye kadar canlı izleyebilmiş değildim Oscar Tören'lerini.

Bu yıl neredeyse tüm film otoriteleri filmin başrolündeki müthiş oyuncu "Natalie Portman"ı da "En İyi Kadın Aktris" dallarında favori gösteriyorlar.


Natalie Portman, 13 yaşına kadar bale eğitimi almış fakat sonrasında baleyle hiç bir ilişkisi yok.
Filmde sahnelediği olağanüstü dansçı performansından sonra ben mevcutta da balerin/aktris olduğunu düşünmüştüm.
Oysa filmin provalarının başladığı zamanda "point"e bile kalkamıyor olması, çalıştırıcı eğitmenlerini pozisyon 1'den itibaren titizliğe zorlamış.
Ve sonuçta da olasılıksız ötesi bir noktaya getirmiş tüm filmin başarısını.

http://www.telegraph.co.uk/culture/8259964/Black-Swan-Natalie-Portman-interview.html

Bu noktaları ağzım açık, büyük bir takdirle izledim.
Başarı skalasının yüksekliğini bir kenara koyacak olursak da filmde beni rahatsız eden bir hayli fazla nokta olduğunu belirtmeliyim.
Öncelikle film 15+ izleyiciler için diye afişe ediliyor ama bence en az 18+ mutlaka olması gerekiyor.
Bu konuda biraz geri kafalı olabilirim ya da tüm teen-age'lerin yaşadıklarını bağnaz bir bakış açısıyla görmezden gelemeye çalışıyor olabilirim ama yüksek dozaj cinsellik olduğunu savunuyorum.
Üstelik sağlıklı ve olması gereken bir cinsellikten çok uzak.
Böylesine başarılı, böylesine gişesi yüksek, bütün dünyayı konuşturan ve hatta belki de Oscar'ları toplayacak bir filmdeki bu yanlış ve baskın erotizm/cinsellik beni çok rahatsız etti.
Milyonları zorlayacak görüntüler bu sahneler daha normalize edilerek verilmeliydi bana göre...


Diğer bir nokta ise filmin başrol oyuncusu Nina'ya fazlasıyla odaklı olması.
Kamere sadece Nina'ya çalışıyor, Nina'yı çekiyor, Nina'nın yüzünü yakın çekim çekiyor, arkasından onu takip ediyor, onunla koşuyor, dans ediyor, nefes alıyor.
Belli bir andan sonra zaten hep karanlık planlarda çekilen film izleyiciyi boğmaya başlıyor.
Gerçek, rüya, hırs, gözüdönmüşlük, mücadele, entrika, başarı, başarısızlık, cinsellik, terbiyesizlik, şiddet, kan, iğrenti, tiksinti, gerilim, iç sıkıntısı ve daha onlarca duygu içiçe girmiş.

Size demeye çalıştığım; sınırsız bir oyunculuk seyretmek istiyorsanız gidin filme, hatta her koşulda elbette ki gidin!
Yalnız uyarayım; film rahatsız bir film!
Bilin ki içiniz şişecek, bu kaçınılmaz!
Hele hele hayatınızın bi döneminde çok istediğiniz birşey için sizin de Nina gibi gözünüzü kan buladıysa kendinizi oldukça kötü hissetme ihtimaliniz yüksek.
Ben etrafımda henüz bir iş için, bir başarı uğruna bu denli hırslı birini görmedim şükür
ama konu sınıf/statü/özgüven atlatacak koca adayı  elde etme savaşına gelince hemcinslerimden ziyadesinin kırmızı gözüyle karşılaştım zamanında.
Allah cümlemizi bu insanların gazabından korusun.

Şimdi müsadenizle ben kendime koyacağım çayım eşliğinde günlerdir hayalimi süsleyen ve bugün aldığım kitabım "The 4-Hour Workweek"i okumaya gidiyorum.
Sonra da Türkiye saatiyle gece 1'de Oscar Töreni'ne yetişeceğim.
Kırmızı halıya sizi de beklerim;)

İyi seyirler Ladies& Gentlemen :)

http://www.bscreview.com/2010/08/natalie-portman-and-mila-kunis-in-black-swan-trailer/

Film Synopsis - Black Swan follows the story of Nina (Portman), a ballerina in a New York City ballet company whose life, like all those in her profession, is completely consumed with dance. She lives with her retired ballerina mother Erica (Barbara Hershey) who zealously supports her daughter’s professional ambition. When artistic director Thomas Leroy (Vincent Cassel) decides to replace prima ballerina Beth MacIntyre (Winona Ryder) for the opening production of their new season, Swan Lake, Nina is his first choice. But Nina has competition: a new dancer, Lily (Kunis), who impresses Leroy as well. Swan Lake requires a dancer who can play both the White Swan with innocence and grace, and the Black Swan, who represents guile and sensuality. Nina fits the White Swan role perfectly but Lily is the personification of the Black Swan. As the two young dancers expand their rivalry into a twisted friendship, Nina begins to get more in touch with her dark side with a recklessness that threatens to destroy her.

Nes, Oscar uğruna içi kalkan :(

Yazı tarihi: 27 Şubat 2011

2 yorum:

ccaykara dedi ki...

Cinsellik doğal bir şey. Burada abartılı bir anltım yok insanlar bu geliş gidişleri yaşar. Sanatçılar düşüncelerini daha çabuk eyleme geçirebiliyor. Balerinlerin, dansçıların, oyuncuların, heykeltraşların, fotoğrafçıların, ressamların değişik duygusal ve düşünsel karmaşalar yaşaması, değişimler geçirmesi ve bunları yalnızca zihninde değil eylenmelriyle de yaşamaları olağan işler. Filmin karanlık bir yanının olduğu doğru. Mükemmeli arayan Nina beyaz kuğudan içinde saklı, bastırdığı siyah kuğuya dönüşüm mücadelesi veriyor. Siyah kuğu çekici, baştan çıkarıcı, kötü. Konu bu dönüşüm ve sancıları üzerine kurulu, konu Nina ve suratı üzerine kurulu değil! Yakalamak gereken bu olmalı!

NeslihanVenusKilic dedi ki...

Cinselliğin doğal bir şey olduğunu konusunda sizinle hemfikirim. İnsanların cinsellik ya da konu her ne olursa olsun gelgitler yaşamasının normal olduğu konusunda da hemfikirim. Bahsettiğiniz meslek grubunda olsun olmasın herkesin hisleri ya da yaşadıklarına da saygılıyım. Filmde anlatılan bu gözü dönmüş hırs ve bunun sonuçları sizin için olağan olabilir ama benim "normal" diğebileceğim sınırların çok ötesinde.
Bahsettiğiniz dönüşüm ve sancılarını Nina- Natalie Portman- olağanüstü başarıyla sergileyebildiği için Oscar'ı aldı. Bu konudaki düşüncelerimi satırlarımda açıkça belirttim, sanırım siz bu yazdıklarımı yakalayamadınız!
Yazımı okuyarak yorum yazdığınız için tşk ederim. Fikir alışverişi yapabilmek beni mutlu eder, her zaman beklerim :)
sağlıkla kalın...