8 Şubat 2011 Salı

Çakar çakmaz çakan çakmak

Ve bugün çok güzel başladı.
Çok tıkırında devam etti.
Çok verimli 2 toplantı yaptım.
Aralarda sevdiklerimle konuştum.
Hiç tanımadığım bir müşterimle telefonda sevdik birbirimizi.
Ona umut oldum, sesindeki sevinci duydum, mutluluktan iptal oldum.

Lanet olası bir yokuş vardı üç kere çıktım, dört kere indim yine de aradığım adresi bulamadım!
Önce kendime, sonra tabela sistemine, sonra da o kadar abuk bir yerde firması olan adama uyuz oldum.
Onca dolanmaya Ayazağa-Kağıthane- Seyrantepe- Sanayi Mahallesi- 4Levent-Maslak nahiyesini nihayet kavrayınca kendimi ve aklımı sevdim.
Turk Telekom Arena'yı tavaf ettim, GS'li olsam 50 kere hacı olmuş olacaktım.
Ve bu kadar dolanmaya aradığım adresi bulup o harika beyefendiyle tanışınca kendimle gurur duydum, havada topuklarımı birbirine çarpıştıracak kadar mutlu oldum.

Mütevaziliğine, kendiyle dalga geçmesine, doğal ve içten mizacına, beni dinlemesine ve anlamasına ve de yardım ederek çözüm getirmesine hayranlık duydum.
Bugün, düne göre +1 kazançlıyım, kendimi bir tık daha güvende hissettim.
*****
Çok sevdiğim, bir zamanlar çok yakın olduğumuz ama sonra aramızın açıldığı bir arkadaşımla buzları eriterek güzel bir yemek yedik.
Bıraktığımız yerden, 7 ay öncesinden, sadece 7 saat mola vermişiz gibi devam edebildik.
Konuşurken, küt diye "evlendi" dedi!
Soğuk bir şok yedim, içim burkuldu.
Şimdi buradan adını yazmanın ve hatta adını anmanın hiçbir anlamı yok.
Özeti şu; en zor günlerimde; annem çok ağır 2 ameliyat geçirmiş ve kemoterapi alırken ve ben Ankara'da tek başıma anneme bakmaya çalışırken hop diye girdi hayatıma.
"Seninle evlenmek istiyorum" dedi, Ankara'ya geldi. Yurtdışında yaşayan abimlerle tanışmak istedi.
Tanışıldı ailecek.
Sonra ve öncesinde ve bilmediğim bilmem kaç sefer Ukrayna'ya gidip geldi.
"Tatile, denize, vallahi de, billahi de, tillahi de" diye...
"Hı hı, tabi tabiii" dedim. "ben de yedim..."
Ya yemiş gibi davranmalıydım ya da....
İkincisine gücüm yoktu, ben ona inanmayı tercih ettim.
O hala beni aldattığını sanıyor ya, ben de ona diyorum ki "hadi şimdi var git, biraz da kendini aldat".

Evlenmiş Ukrayna'lı bir kadınla.
Uğurlar olsun, dilerim aradığı her neyse bulur tez zamanda!
*****
Eve girmek istemedim; Palladium AVM Polonez'deki Meltem'in doğumgününe uğradım tebrik için.
Şubat'ın ortasında açık hava terasta canlarımla oturmak ve suratıma çarpan soğuk iyi geldi.
Meltem, Aydın, Aynur, Ayşe, Çağdaş ve ben kahkahalarla dolu muhabbetimizde birbirimizle hasret giderdik.
*****
Günün sonunda hissettiğim tek ve net duygu şu:
Daha önce ömrümde hiç olmadığım kadar mükemmel, güçlü, başarılı ve hırslı hissediyorum kendimi.
Her geçen gün bir kafa daha büyüyorum, iyileşiyorum.
Eğer ki şimdiye kadar benimle derdi olan varsa üstüne basa basa, büyük harflerle söylüyorum:
2011 BENİM YILIM OLACAK, GERİSİNİ VARSIN KENDİ DÜŞÜNSÜN!
Başlıktaki "çakar çakmaz çakan çakmak" neye tekabül ediyor şimdi anlamışsınızdır.
 Anlamışsınızdır, anlamışsınızdırrr...;)

Nes, 2 ters 1 düz!

Yazı tarihi: 08 Şubat 2011

Hiç yorum yok: