6 Mayıs 2009 Çarşamba

İflah olmaz uçucu

Ohhh be sonunda...
Üzerimdeki kara bulutlar gitti.
Toz pembe oldum, şeker pembe, candy pembesi, zaman zaman fuşya bile denilebilir.
Bahar nasıl muhteşem bir şey,
hayat, hayatta olmak, hayatı yaşamak...
sonu olmayan bir adrenalin, serotinin, daha çok, daha çoğunu yapma, var olma arzusu.
Kendini gösterme, göstere göstere yaşama, ifade edebilme.
Matruşkalar gibi; ne kadar heybetli, kabarık ve gösterişliysen içinde o kadar çok sen gizli
ne kadar sade, yalın ve azsan işte o zaman bir sen varsın senden içeri.

Hayatım için çok zorlu bir dönemi geride bıraktım.
Birçok beni yere çakan duyguyu, aynı anda köküne kadar yaşadım.
Umutsuzluk, korku, üzüntü, acı, yalnızlık, yorgunluk, çaresizlik, hayalkırıklığı, bilememezlik, çözümsüzlük ve kör kuyular sardı dört bir yanımı. Aklımı kaçırmanın eşiğinden döndüm.
Bir mucize için günlerce, gecelerce Allah'a yalvardım ve tüm mucizler gibi; hiç beklenmedik bir anda, tüm ümitlerimizi yitirdiğimiz bir zamanda Allah bize bir mucize gönderdi.
Şimdi işler yavaş yavaş normale dönüyor.
Garip bir ruh halindeyim.
Kısa bir süre sonra ilki kadar olmasa da yine de zorlu bir ikinci dönem başlayacak.
Anladım; ben galiba zor anlarda daha kuvvetli oluyorum. Şu anda da öyleyim. Bu zorlu süreçten hiç korkmuyorum. Geleceği varsa göreceği de var. Ben tüm o yaşanacaklardan daha kuvvetli çıkmasını becereceğim.
O yüzden bu aradaki geçiş döneminde 'herşey mübah' politikası güdüyorum kendim için.
Daha önce hiç olmadığım kadar özgür ve uçuşan moddayım.
İçim içime sığmıyor.
Sonsuz bir değişim, gelişim ve yenilenme sürecindeyim. Sınır tanımıyorum.
Kendime sözüm var;
2. dönem başlayana kadar yaptığım herşey kendimi daha iyi hissetmek için olacak.
Çoğuna başladım. Uygulamalar da yolda.
Program o kadar yoğun ve sıkışık ki...
Şimdi de aslında bu yazıyı yazmak hiç aklımda yoktu.
Hatta çoktan evden çıkmış olmam gerekiyordu.
Yapacak çok işim var.
Sabah 09:30'da diyetisyenimdeydim.
Hedef kilom 49, boyum 1.65. Şu anda 50.9 kilodayım, hedefe adım adım yaklaşmak beni hafifletiyor, mutlu ediyor. Yaz boyunca giyeceğim 34 beden tril tril, uçuş uçuş, rengarenk, küçücük kıyafetleri almaya başladım bile :-)
Az sonra estetik cerrahımla randevüm var. Aklımdaki konuda mutabık kalırsak ve başarılı bir uygulama olursa tutmayın beni, acayip uçasım var.
9 yıldır içinde olduğum ve son zamanlarında tüm kişilik özelliklerime aykırı olduğu için kendimi iflah olmaz bir çıkmazın içinde hissettiğim kurumsal hayattan Haziran itibariyle ayrılıyorum.
Vee Allah kısmet ederse kendi işimi kuruyorum ve işteeee bu da tadından yenmeyen bir endorfin salgılatıyor bana :-)
Ve son bombalarım;
Akşama valiz yapma sezonumu açıyorum.
3 valiz yapılacak:
1.si yarın gidilecek Sapanca tatili için: Huzur ve yenilenme dolu muhteşem bir tatil.

Hemen devamındaki 2.si Ankara valizi; sadece 2 günlük -şimdilik- kısa bir Ankara seyahati için.

3.sü ise mevsimlerin en güzelinde gidilebilecek en güzel şehir olan aşıklar şehri 'Roma' ya gidecek bir valiz. Aşık olma mevsiminde aşık olunacak bir aşıklar şehrine gidiyorum.
Peki şimdi ben uçmayayım da kimler uçsun?
Bir ben kaldım benden içeri, tutmayın beni, uçuyoruuuummmmm!!!!!

Yazı tarihi: 06 Mayıs 2009