3 Nisan 2010 Cumartesi

Geçmiş olsun!...

Yok zannediyordum.
Geçmişe dair pişmanlığım, "keşkem" yok!
Hayır, sanmayın harika bir hayat yaşadım/yaşıyorum, paçamdan bilinç, sağduyu, mantık akıyor.
Belki de zerresi yok.
Ama olsun şikayetçi değildim. Hiç olmamıştım.
Hani sürekli: "Günahı da sevabı da benim, elbet uslanır, akıllanır, hatta belki de günün birinde adam bile olurum..." falan filan diyorum ya...
Hikaye...
Hep bu boş inançlarla avutmuşum kendimi.
Hayatın kaçınılmaz gerçeğini unutmuşum.
Zaman ne kadar değişirse değişsin...
İnsanlar
doğar, büyür, hep güçlü, hep diri kalacağını düşünür, hiç ölmeyeceğini zanneder...
İlerde bir yerlerde, bir zamanlar herşeyin değişeceğine inanır.
Belki de değişir
Değişir değişmesine de değiştiğinde artık o zaman geri alınamaz bir yere gelmiştir.
Başlar.
Biter.
Netice itibariyle...
Zamanı geriye almanın mümkünatı yoktur.
Geçmiş olsun...

Nes, 99

Yazı tarihi: 02 Nisan 2010

Hiç yorum yok: