14 Nisan 2009 Salı

Biraz da güzel haberler

Bu baharın gelişiyle birlikte gönlümde hissettiğim coşkuyu size anlatamam.
Sanki doğayla birlikte ben de yeniden doğuyor, canlanıyor, hayat ve enerji kazanıyor, uçuşuyorum.
Şimdi tazelenme, yenilenme zamanı.


not- 14 Nisan 2009: Yazıma bir süreliğine ara vermek durumundayım. Spor, estetik cerrahi, diyetisyen ve aşşkk konularıyla devam edeceğim....

not2- 15 Nisan 2009: Dün yazımı yazmaya başladığım sıralarda aklımdan kabataslak planımı çıkarmış olmakla birlikte üzerinde çalışma yapmadan, tamamen doğaçlama, baharın içimi uyandıran mutluluğuyla samimi bir yazı yazmayı düşünüyordum.
Yarım saatliğine çıktığım dışarıda işlerimi bitirip biran önce yazıma dönmenin heyecanını taşıyordum.
Eve döner dönmez maalesef ki kötü bir durumla karşılaştım.
Yaklaşık 1 ay önce 2 büyük ameliyat geçiren annemin bir anda ciddi bir kanaması başlamıştı.
Evdeki arkadaşı ve hemşiremiz durumdan baya panik olmuşlar, renkleri benizleri atmıştı.
Annemin üstü başı ve yerler kan içerisindeydi.
Bu tarz durumları daha önce sık yaşadığımdan soğukkanlılığımı muhafaza edebiliyorum.
Panik olmadan ama acil bir şekilde doktorlarını aradım, gerekli bilgileri verdikten sonra biran önce hastaneye gitmemizi salık verdiler.
Kanamanın kaynağı bilinmediği ve durduralamadığı için daha fazla kan kaybı yaşatmadan acil olarak hastaneye gitmek gerekiyordu.
Aksi gibi günde 3 kere ölçülen insilün direnci ve çıkan seviyeye göre enjekte edilen insilünün 5-10 dakika içerisinde yapılması gerekiyordu. Üstelik insilün yapıldıktan hemen sonra mutlaka yemek yemesi gerekecekti.
Yaklaşık 3 dakika içerisinde
kendim giyinip
annemi giydirip
şeker ölçme makinesi
insilün iğnesini
insilün derecesi tablosu
kolonyalı mendil
hazırladığım 2 sandöviç
su
kesme şekerler
bisküvi
meyve
meyve suyu
yedek çamaşır, çorap, sabahlık, battaniye, şal
içmesi gereken ilaçlar ve
ilaç tablosunu yanıma alarak annemi arabaya attım.

Akşam iş çıkışı trafiğinde ve gerekli gereksiz her daim bir yol yapım çalışması sebebiyle şeritleri yarıya inen 1. köprüde ambulans şoförlüğü yaparak Ataşehir'den Çağlayan'a gitmeye çalıştım.
Trafiğinin yoğunluğu bir yana insanlarımızın araba kullanmadaki bencilliği ve kural tanımazlığı gerçekten çıldırtıcı bir durum.
Bence İstanbul birçok insanı gerçek anlamda ruh hastası yapmış.
Emniyet şeridinde dörtlülerimi yakarak ve korna çalarak gitmeye çalışırken önüme kırıp yol vermemeye direnenler inanılır gibi değil. 1000 tane selektör ve korno ile bir milim kımıldarsa geçebilecek olmama rağmen inadına kımıldamayanlar ise tam deli raporu vermelikler.
Ayrıca yolun dörtte üçünde emniyet şeridi olmaması da tam bizlik bu durum.
Zar zor hastaneye yetiştikten sonra dün gece nöbetçi olan Opr.Dr. Murat Dayangaç gerekli müdaheleri yaptı.
Florence Nightingale Hastanesi'nin tüm ekibinin üstün bilgi ve becerileri sebebiyle oraya adım attığım saniye itibariyle kendimi ve annemi güvende hissedebiliyorum.
Yapılan müdaheleden sonra güven içinde eve dönerek geceyi huzur içinde geçirdik fakat bu sabah uyandıktan az sonra aynı kanamanın tekrar başladığını gördüm. Tekrar doktorlarını aradığımda tekrar acil olarak hastaneye gitmemizi istediler.
Dün akşamın stresi ve yorgunluğu henüz geçmemişken bu sabah aynı tempoyu bir de sabah trafiğinde yaşadık. Bazen arabayla bazı arabalara çarpmak ve iterek yoldan uzaklaştırmak istiyorum.
İnsanlarımızın bu kadar medeniyetten uzak, saygısız, kaba ve duyarsız olmalarını anlayamıyor, içime sindiremiyorum.
Ne milliyetçiliğim kaldı, ne vatanseverliğim.
Hissediyorum,
Tüm bu yaşananlar sağlıkla bittiğinde ben dünyanın öbür ucunda, başka bir hayatta olmak isteyeceğim.

Not3: 20 günlük hastanede yatış süremizce ve bugün de yaklaşık 5 saat boyunca annemin tedavisiyle yakından ilgilenen mükemmel insan&doktor Opr. Dr.Tolga Demirbaş'a sonsuz teşekkür ve hürmetlerimi bir borç bilirim. Hasret kaldığımız mükemmellikte insanlar, cerrahlardan Tolga Hoca'm. Elleri dert görmesin...

Not4: Yazdıklarım yazımın başlığıyla pek alakalı olamadı maalesef. Neyle başladık, nasıl bitirdik... İşte böylesi de hayatın ta kendisi. Ben çooookkkktan adapte oldum bu duruma, sıra sizde.
Yazı Tarihi: 14&15 Nisan 2009