18 Mart 2010 Perşembe

Nazar etme n'olur çalış senin de olur (de ayrı :-pp)

Büyük konuşup konuşup tükürdüğümü yalıyorum.
Yalıyorum yalamasına da sonra akıllanmayıp yine büyük konuşuyorum.
Höt zöt falan yapıp esip gürlüyorum, 3 vakte kadar kuyruğumu sıkıştırıp kös kös geri vitese takıyorum.
Dengesizlikler ve kararsızlıklar silsilesi içinde sallanıp duruyorum.
Bir külhanbeyi olup asıp kesiyorum bir yavru ceylan gibi seke seke çaydan geçiyorum.

*****
Lakiiinnnn...
Eski zamanlarıma göre çok daha huzurluyum.
Bir adım geriye çıkabiliyorum artık, ağırbaşlılığım her daim benimle, atar damarıma basılmadıkça soğukkanlılığımla da gül gibi geçinip gidiyoruz.
Hiç bir kaygım yok "diğer insanlar ve ben" denkleminde...
Kendimi biliyorum, menzildekilerin; çap, yarı çap, yüzeysel alan, deniz seviyesinden yüksekliği ve kapsama alanları genişliğini de...
Aynada görür gibi görüyorum ciğerlerini bakar bakmaz...
Yama, kaçak, patlak, tutmayan dikiş, sırıtan kumaş varsa hepsi günyüzü gibi ortada...
Ah ne yanlış hayatlar, ne değersiz kişilikler...
Hele bir de istediğini türlü hesaplarla elde etmenin "sevilmek" olduğuna inanan zavallılar bu duygunun adına "düşman çatlatmak" diyebiliyor ya bu nasıl bir ego, nasıl bir içi boşluktur, şaşıp kalıyorum!!!
Bir de o türlü hesapların kılıfını "gönülden istemek" diye uydurup bunu salık veriyorlar ya diğerlerine, insanın ağzı açık kalıyor "bu nasıl bir hayasızlıktır" diye.
"Yürü git" diyesim geliyor "yürü git işine Alla'sen"...
Vah zavallılar, vahh acizler...
Keşke bir gün bir yerlerde karşılaşsak da, "zavallılığın" gerçekte ne anlama geldiğini onlara altını çizerek anlatsam!
Ya da mümkünse hiç ama hiç karşılaşmasak
Ben hayatımdan onları siyah ceketimin üzerinde sırıtan toz zerreciği gibi uçursam tek hamleyle
O zerrecik kadar bile gözüm arkada kalmadan bir adım yukarıya çıksam
Şahaneeee
Oh ne hafiflik...
Hiç problem yok...
....ama....
Bir zamanlar değer verdiğim, aklına saygı duyduğum, parmakla gösterdiğim, özel bellediğim, farkına inandığım, doğrularını da yanlışlarını da öpüp başıma koyduğum, adam gibi adam saydıklarımı da aynı silsilede uçuracaklarım kervanına katmak gerekecek...
Evet! Bir de "ama..."sı var işin!
Çünkü hepsi iyi güzel de insan ömrü kısa be çocuklar!
Doğrusu; içinin almadıklarını değil, içine almaya değer hayatları katmaktır dünyana!
Vallahi üzülüyorum ben de kimi seçimlerimde
Fakat derdim çokluk, nispet, ego savaşında galibiyet değil billahi...
Yani sözün özü: ben de Nietzsche gibi "Yokluktan değil, hep çokluktan çekmişimdir!" diyeceğime...
Platonik takılayım, kabül
Dostlarım az ama has olsun
Hallerim öz olsun...
Hem ne diyeceğim biliyor musunuz;
Sürekli bu ruh halinde yaşamak, bu durumu hiç aşamamak eritir insanı.
Günün sonunda bir bakarsın ki sen de, maşan da, ikiniz birden kömür olup yanmışsınız.
İçinizdeki koca boşluksa öylece kalakalmış.
Siz o haldeyken ben tükürdüğümü yalayım, varsın bu da böyle olsun, beni hiç bozmaz, hiç komaz, canınız sağolsun....

Nes, dışarda

Yazı tarihi: 18 Mart 2010

6 yorum:

Unknown dedi ki...

Yazar burada kime sesleniyor ? :)))

NeslihanVenusKilic dedi ki...

Yazar burada doğuştan şuursuzlara ve şuurlu olduğu halde şuursuzlarca şuursuzlaştırılanlara sesleniyor;))

mesut atalay dedi ki...

Nes The princess,
takma kafana tokadan başka bişey derdik ya hani aynen öyle yap arkadaşım.
boşverr. kafanı yormaya bile değmez direk yokmuşlar gibi davranacaksın bence tabi.
hayat geçip gidiyor bu değerli zamanı değersiz olanların niye değersiz oldukları ile ilgili açıklama yapmak için bile harcamamak gerek.
mümkün olduğunca hak eden insanlarla ve hak eden düşüncelerle dolu olmak en güzeli bence.
bilgisyaarın delete tuşu gibi çıkar bu insanları hayatından.
ben şahsen aynen böyle yapmaya çalışıyorum.
şimdilik çok mutluyum yani (tam olarak değil ama olabildiğince işde )
ne karar verirsen ver en doğrusu o dur. gereisi yalan
sevgiler
Mesut

NeslihanVenusKilic dedi ki...

Mesut'cum,
"Delete" tuşuna basmadan önce son kez duygularımı döktüm, hani içini temizleyince o tuşa basmak daha kolay olur ya o hesap ;)
Antalya'da sen huzuru yakaladın tabii, darısı başımıza ;))
Sevgiler...

Unknown dedi ki...

Şekerim,
Yazılarını okuyup anlam çıkarmaya çalışıyorum, tahminlerde bulunuyorum, emin olamıyorum. Sonra, boşver diyorum, detay bilmesen de olur, Nes iyi olsun yeter.
Öpüyorum canım.

NeslihanVenusKilic dedi ki...

Ülkü'cüm, bu blog, sizler ve benim aramda o kadar garip bir bağ oluştu ki çoğu zaman dertleşir gibi yazıyorum. Umuma açık bir yerde olduğumu unutuyorum ve bunu yapınca kendimi çok iyi hissediyorum. Sen de iyi ol hep. Çok teşekkür ederim. Sevgiler :))