25 Mart 2010 Perşembe

Nesli çalış, övün, güven!

Sanmayın sakın... sizi unuttum, ihmal ettim, yazmaktan sıkıldım, yazacak konu bulamayacak kadar sığlaştım...
Mümkün değil...
Olacak iş değil...
Aklım hep burda.
Günün sonunda sevgilimin sesini duyamadan uyumaya çalışır gibi bir eksiklik hissediyorum içimde.
Hani iki arada bir derede en sevdiğim arkadaşımla yarım saatlik kahve kaçamadığına kaçıp hayatımdaki gelişmeleri bir çırpıda dökülüversem, ne iyi hissedeceğim.
Olmuyor, olamıyor maalesef.
Her şeye yetişemiyormuşum.
Öyle bir koşturmaca ve çalışma temposu içerisindeyim ki nefes almaya bile vakit olmuyor denilen durum böyle bişeymiş, en babasından idrak ettim.
Olsun, hiç şikayetim yok.
Harika işler çıkarıyorum.
Güzel "ilkler" yaşıyorum.
"Nesli çalış, övün, güven" çekiyorum kendime.
Hep çalışmak, daha çok çalışmak istiyorum.
Yepyeni birşeyler üretmek, kendim için üretmek, üstelik insanlara faydalı olmak için üretmek, iyi birşeyler yapabilmek için üretmek o kadar güzelmiş ki bu yüce tatmin duygusunu damarlarımda hissettikçe yarış atları gibi açılıyorum.
Beynim farklı çalışıyor, göğsüm kabarıyor...
Mutluyum, guruluyum.
Her neyse yine bir satır diye başladığım yazımı uzattığımın farkındayım.
Acil kısa kesip çalışmaya dönmem lazım.
Yani bu aralar beni buralarda göremezseniz sanmayın ki içimdeki uçan duygular akıllandı; sıradanlığa sığındı, yazı mazı çıkmıyor.
I-ıhhh, yanıldınız. Bu tarif mizacıma külliyen aykırı ;)
Tam gaz gidiyorum, çok çalışıyorum, çok hevesleniyorum, çok uçuşuyorum, çok yenileniyorum.
Bana darılmayın, çabalarımda Allah utandırmasın, yolumu açsın diye dua edin ve yanaklarımdan öpüp güzelce uğurlayın, oldu mu şekerim? ;))

Nes, ateş ve uğur böcüğü karışımı

Yazı tarihi: 25 Mart 2010

Hiç yorum yok: