14 Ağustos 2009 Cuma

Aşkın neresindeyim?


Ayşe Arman geçenlerde bir yazı yazdı ve yine gündemi yarattı.
Aşk'ı tarif etti, kendi duygularını, aşık olunca nasıl biri olduğunu, ne olduğunu...
Ve dedi ki: "benim için platonik aşk diye birşey olamaz, içinde seks olmayan şeye aşk diyemem"

Ben ona katılmıyorum. Benim için aşk öylesine kuvvetli bir duygu ki içimi yakan, beni tepetaklak eden tek bir bakışa bile sorgusuz, sualsiz, beklentisiz, hesapsız yıllarımı verebilirim.
Elif Şafak'ın "AŞK" kitabını okuduğumdan beri aşk'ı düşünüyorum.
Aşk'ın neresinde, hangi halinde olduğumu.
Hangi haline şiddetle ihtiyaç duyduğumu, hangi halinin eksikliğinin beni yarım bıraktığını.
Dünyevi aşkı şiddetle istemek, hasretle beklemek, ısrarla yolunu gözlemek bencilce bir duygu mu?
Acaba tamamlanmak kendi elimde, kendi içimdeki aşk'ta mı?
Günün birinde o raddeye ulaşabilecek miyim ben de?
Mesela dün gece gördüğüm gibi bir rüya görecek olursam, üzerinden 24 saat geçmesine rağmen o rüyanın büyüsünden, sıcaklığından kurtulabilmeyi becerebilecek kadar egomdan kopabilecek miyim?
Aşk ne, ben neresindeyim aşkın?
Günün birinde cevaplayabilecek miyim bu soruyu?

Ben düşünedurayım Özgür Bolat güzel açıklamalar yazmış.
Siz de merak ediyorsanız buyrun aşağıdaki satırlara :

Aşkın Anatomisi

Uzun zamandır insan duyguları ile ilgili araştırmalar yapıyorum ve yazı dizileri hazırlıyorum. İleride bunları yayımlayıp, sizlerle paylaşmayı planlıyorum.

İlgimi çeken önemli bir konu da aşk. Neden aşık oluyoruz? Kime aşık oluyoruz?

Ayşe Arman’ın dediği gibi ‘seks eşittir aşk’ mıdır?

NEDEN AŞIK OLURUZ?

Her duygunun, dürtünün ve hissin bir fonksiyonu var. Yoksa ortaya çıkmazlardı.

Örneğin, acı hissi olmasaydı, beden kendini koruyamazdı. Bu his o kadar önemli ki acı hissi olmayan hastalar, 30 yaşına gelmeden hayatlarını kaybetmektedirler.

Acaba aşkın fonksiyonu nedir?

Aşk olmasaydı, 6,7 milyar insan arasında iki kişi birbirini bulup, bağlanıp bir hayat kuramazdı. Aşk olmasaydı, birbirini tanımayan iki insan birbirlerine tahammül edemezdi. Aşk olmasaydı, insanlar üreyemezdi.

Aşk olmasaydı, uygarlık olmazdı.

AŞKIN ÖMRÜ

Aşkın ömrü aslında çok kısa. 2 yılı geçmiyor.
Aşkın daha uzun sürmesi mümkün değil, çünkü aşk aslında bir saplantı.
İnsanın bütün enerjisini alan bir duygu. Hatta ve hatta bir depresyon hali.
Aşık olduğunuz kişi hariç, hiçbir şey ilginizi çekmiyor. Başka şey düşünemiyorsunuz.
Bir iddiaya göre aşk ve depresyon, beynin aynı bölgesi tarafından yönetiliyor.
Bu durumda iki yıldan fazla sürmesi hiç de iyi değil.

NEDEN 2 YIL?

Bir çocuğun doğması ve beslenmesi için gereken süre yaklaşık iki yıl.
Aşk, bu süre içinde eşleri birlikte tutan bir duygu.
Bu duygu olmadan, eşler birlikte olamaz mı? Olur, ama doğa işini şansa bırakmıyor.
Örneğin, biz günde 3 defa yemek yememiz gerektiğini biliriz, ama yine de açlık dürtümüz vardır.
İki yıldan sonra ne oluyor? Aşk yerini, bağlılığa bırakıyor. İşte burada devreye beyin girmeye başlıyor. İnsan daha mantıksal düşünüyor.
Eşler artık birbirlerini tanımaya başlıyor. Eksikliklerini görüyor. İnsan, “Bu kişi, benim eşim olabilir mi?” diye soruyor kendine.
İşte bu süreçte seks önemli. Çünkü seks, bağlılığı sağlayan hormonların (oxytocin ve vasopressin) salgılanmasını sağlıyor.
Seks yapan çiftler, birbirine daha çok bağlanıyor. Bağlandıkça daha çok seks yapıyor.

SEKS EŞİTTİR AŞK MIDIR?

Aslında burada kadınlar ve erkekler farklılık gösteriyor.
‘Seks eşittir aşk’ daha çok kadınlar için geçerli.
Onlara bağlı olmayan erkekler ile seks yapmak kadınlar için hiç de avantajlı değil.
Ondan bir çocuğu olabilir ve erkek bırakıp gidebilir.
Erkekler için aşk, seks için önemli ama şart değil.
Hatta ve hatta bazı durumlarda erkek için, aşk olmaması daha iyi.
Birçok zengin adam, “Neden hayat kadınları ile birlikte oluyorsunuz ?” sorusuna,
“ Kadınların, bana bağlanmalarını istemiyorum,” yanıtını veriyor.
‘Son ders ‘ filmindeki karakter ne diyor?
“Rus kızlara 100 dolar vereceğiz. Seks için değil, sabah gitsinler diye.”

KİM ÇEKİCİ?
Kadın ile erkek arasında bir fark daha var.
Seks için karşı tarafı çekici bulmak önemli. Özellikle kadınlar için
Bu anlamda kadın ve erkek arasındaki şöyle bir fark var sanırım.
Kadınlar, aşık oldukları kişileri çekici buluyor. Erkekler, çekici buldukları kişilere aşık oluyor.
Onun için kadınlar, ‘seks eşittir aşk’ diyor.

Yazı Tarihi: 14 Ağustos 2009