24 Haziran 2009 Çarşamba

Akıl defteri

Not: Biliyorum 'Notlar' yazının başına değil sonuna konulmalıdır. Yazı başlarında olacaksa 'ithaf' olmalıdır. Ama 'ithaf yazılarının' benim için değeri o kadar büyük ki böylesine çalakalem bir yazıda hakkımı kullanmak istemedim.
Annemi sağlığına kavuşturmak için girdiğimiz bu mücadelenin her saniyesinde benimle olan, her türlü yardımı ve desteği sonuna kadar veren, aklı, sevgisi, çalışkanlığı ve iyi kalpliliği ile nefes aldığım müddetçe kendime örnek alacağım ve daha kelimelere sığdıramayacağım sonsuz mükemmlikte özelliklere sahip olan ağabeyim olmadan ben bunların hiçbiri yapamazdım. Onun tuttuğu ışıkla bir yola çıktık, Allah utandırmasın. iyi ki varsın abim, tırnağına zarar gelmesin...

***

Allah herkesleri esirgesin ama başımıza geliyor.
Havadan mı, sudan mı, yediğimiz içtiğimizden mi, hava kirliliği, stres, bu hayat koşullarında sürekli kafayı yememizden mi bilmiyorum ama eskisine göre çok daha fazla kişide kanser görüldüğü kesin.
Hep başkalarının başına gelir zannediyoruz fakat bir röntgen, ultrason, MR, tomografi veya kan tahlilinde hayat tepetaklak olabiliyor.
Hiçbir belirti göstermeden, hiç iz bırakmadan sinsice ilerliyor bu hastalık.
Tonlarca çeşidi var.
Her seferinde yeni bir şey duyuyorsunuz ve bu o kadar bilinmeyen ve korkutucu bir dünya ki her duyduğunuzla daha sersem oluyorsunuz.
Neye, kime, ne derece inanacağınızı bilemeden sürekli bir umut ışığı için debeleniyorsunuz.
Evet, eninde sonunda herşey kader.
Bunu bile bile kaderi yönlendirmek veya elinden gelen herşeyi yapmak istiyor insan doğal olarak. Eli kolu bağlı oturamıyor, oturmak feci koyuyor.
Biliyorsunuz bu çok hassas ve ip üstünde bir konu.
Ben artık günlük formatına soktuğumda bu blog'umda sadece takıntı halindeki not tutma alışkanlığımı küçük not defterlerimden buraya taşımaya çalışacağım.
Bu konunun hassasiyeti sebebiyle KESİNLİKLE birebir uygulamalara girmemenizi tavsiye ederim. Konunun uzmanı doktorlara MUTLAKA danışılmalı.
***
Kötü huylu tümörlerde ilk çözüm cerrahi müdahele. Cerrahi operasyon sonrası ya da cerrahi yolla müdahele edilemeyip direkt kemoterapi/radyoterapi tedavisinde çözüm aranan vakalarda MUTLAKA cerrahınıza, onkoloğunuza veya radyoloğunuza danışın.
Ben diyorum ki cerrahlar ve onkologlar yarı tanrılaşmış doktorlar.
Benim/bizim yaşadıklarımızın sadece ufak bir yol gösterici olmasını dilerim.
Yahut bazen o çaresizlik içinde girilen diplerden çıkmak için bir rehber.
Unutmayın her hastalık çeşidine, evresine ve hastasına göre MUTLAKA farklılık gösteriyor.

Ben bu dünyaya gireli yaklaşık 5 ay oldu.
O dönemlerde yaşadığım yüksek şaşkınlık, bilememezlik, çaresizlik, üzüntü ve sıkıntı sebebiyle attığım adımdan bile haberim olmadığından yaşadıklarımı yazamadım doğal olarak.
Şu anda bu mücadelede yolun yarısına geldik. İlk kısım olan cerrahi süreci 2 zorlu ameliyat sonrasında bitirdik. Şimdi 2. aşama olan kemoterapi tedavisinin başındayız.
Ve böylece artık hayatın normal tarafına daha yakın olduğumdan kendi yaşadıklarımı yazmaya vaktim olabileceğini düşünüyorum.
Binlerce detayın yaşandığı bu geçtiğimiz 5 ayın güncelini yakalayabilmek için en sondan başlayacağım.
Kimi zaman olayları anlatacağım, kimi zamansa -cümlesiz- madde madde notlar düşeceğim.
Detaylar aklıma geldikçe geriye dönerek o zamanlardan bahsedeceğim.
Bunu, bu yazıyı güncelleyerek mi yoksa yeni yazılar yazarak mı yapmalıyım henüz karar veremedim.
***
Allah kimseleri bu hastalıkla terbiye etmesin. Her daim yanınızda, yardımcınız olsun.
Bu imtihana soktuklarına da çare versin.

Bu mücadeledeki herkese sonsuz sabır ve güç, bu yolda yakınlarını kaybedenlere de Tanrı'dan rahmet diliyorum.
***

İlk ve en önemli tavsiyem internette okuduklarınıza ASLA inanmayın.(şu anda bu yaptığımla çelişecek gibi olsa da) Hatta mümkünse internete hiç girmeyin.
Doktorlarınız bilgi alma konusunda en doğru kaynaklar.
Doktorların ne kadar yoğun olduklarını ve hasta yakınlarını bilgilendirmede ne kadar cimri davrandıklarını biliyorum.
Siz siz olun bu talebinizde ısrarcı olun. Doktorunuzun peşini bırakmayın. E-mail, cep telefonu, muayanehane telefonu vs tüm kontakt bilgilerini edinin. Tabi ki çok abartmamak kaydıyla doktorunuza ulaşmakta ısrarcı olun.
Assistanıyla aranızı iyi tutun. İlk boş vaktinde sizinle görüştürmesi için ondan yardım talep edin. Gerekirse ufak hediyeler alın, bu yüzlerce kişi arasında sizi hatırlamasına ve sempati duymasına yardımcı olacaktır.
Muayenehane kapısında saatlerce bile olsa beklemekten yılmayın.
Sorularınızın basitliğinden çekinmeyin. Size yaptığı açıklamaları anlamazsanız mutlaka daha Türkçe konuşmasını isteyin.
Yanına girerken elinizde not defteriniz ve kaleminiz olsun. Bu not defterini daima yanınızda bulundurun. Hastanızla ilgili yakınmalar veya sorular olursa anında, unutmadan oraya yazın ki doktorun yanında girdiğinizde "neydiii, neydiiii?" olmayın.
Mümkünse doktorun yanına 2 kişi girin. Söyledikleri manevi olarak size ağır gelecek şeyler olduğunda dağılarak kontrolü kaybetme ihtimalinize karşın yanınıza sağ duyulu ve soğukkanlı bir yakınınızı almaya çalışın.
Girmeden önce not aldığınız soruların soruş sırasını zihninizde oluşturun.
Birlikte girdiğiniz kişinin üstleneceği rolü özellikle belirtin ki içerde karışıklık yaşanmasın. Sadece dinleyici olmasını mı istiyorsunuz, sadece not tutmasını, sorularınıza müdahele etmesini mi, bunu önceden belirleyin...

Diğer öneriler:

KEMOTERAPİ'de DAMARLAR'ın verilen ilaç sebebiyle yıpranması ve tedavi süresince bunun uygulamada sıkıntıya sebebiyet vermesi yüzünden, tedavi başlangıcında ve süresince her iki kola, günde yarım saat sıcak havlu sarınız. Havluyu ya kaynamış su buharında veya ütü ile ısıtabilirsiniz.
KEMOTERAPİ esnasında bağışıklık sistemi ve direnci arttıracak GNC VİTAMİNLERİ:
Grape Seeds Extract
Antioxidant
Shark Liver
Shark Cartilage
Multi-oil
Pomegranate

EMEND: Kemoterapi tedavilerinde bulantı kesici müthiş bir ilaç kapsül.
LOMOTİL: Cerrahi müdaheleler, alınan yoğun ilaçlar veya tedavi sebebiyle bozulan(ishal) bağırsaklar için harika bir ilaç.


yakında yazmaya devam edeceğim...