22 Aralık 2009 Salı

"What I talk about when I talk about running"- Haruki Murakami


Yarabbi'm bana birseyler oluyor.
Yeni birseyler...
2010'a 10 kala, yilin bu en uzun gecesinde otur otur ampul yandi.
Eristigim kamillik seviyem sebebiyle tepemde ampul , ustunde huni, zil takip oynayasim var.
Haydaaa niye oyle sasirdiniz, ne var yani olamaz mi?
Ben insan degil miyim? ;-p
Butun zil takip oynayanlardan neyim eksik?

Olsa olsa birkac kilom eksiktir, o da benim bonusum olsun ;)
Son zamanlarda zil takanlar da, bol bol kiviranlar da 5 yildizli star adlediliyorlar biliyorsunuz.
Kapikule romanlarina cicek gonderilince Hawaii guzeli oldum zannedip kendilerini ortaya ativeriyorlar ya biraz onlardan feyz alayim istedim.
Ve fekat az once erismis oldugum kamillik seviyem sebebiyle yine farkindayim ki bu isler oyle kamillikle ariflikle falan olmuyor, dogustan eksik olmak gerek, bendenizin naturasi o kapi gicirtisi takimina gore biraz agir cekmektedir.
Tamam tamam hemen SIKILmayin, geciyorum bu konuyu ve basligima yarasir halde yazmayi kurdelemizi keserek huzurlarinizda resmen baslatiyorum.
Devletimize, milletimize, kultur bakanimiza, az giden uz giden dere tepe duz gidenlerimize hayirli ugurlu olsun.
Zaten arada baglama yapacaktim, kulagi azcik tersten gosterdim hepsi o kadar.
Siz erken sabirsizlandiniz ve ben akabinde sip diye cozuluverdim.
*****
Canlarim, kuzucuklarim,
Yilin bu en uzun gecesinde sevgili kamilim bana demektedir ki: "ben mutluyum".
Zar zor, zor zar, ite kaka, kaka ite, iki geri sifir ileri, hep yek sifir duses gecirdigim adini sular seller goturesice 2009'un en sonunda "twist&shout" kivamina gelebildim.
Yok yok bu kivam az pismis cift sarili civik yumurta kivami degil.
Aradaki nuans fevkaladenin de fevkinde onemli.
Aradaki nuans romanlara has pismislik ya da kivirtanlara has civiklik icermiyor.
%100 dogal, %100 ev yapimi, %100 organik ve %100 boya gecirmez.
Aradaki nuans Cin isi, Japon isi.
Aradaki nuans 21 gunluk bedelli askerlikten bile daha balli borek bisi.
Cunku o nuans "Haruki Murakami"nin bizzat kendisiii!!!

*****

"Maraton adam" olarak da bilinen Japon yazar Murakami'nin kendisi mi tum dunyada daha cok taniniyor yoksa "What I talk about when I talk about running" adli harika kitabi mi bilmiyorum.
Murakami, Tokyo'da bir jaz bar sahibiyken 1980'lerin basinda amator olarak yazmaya baslar.
Surekli masa basinda oturarak yazmanin getirdigi fiziksel defektler ve ictigi 3 paket sigara sebebiyle sagligini kaybetmeye basladigi an birsey yapmasi gerektigini dusunur ve kosmaya baslar.
Kitabinda her ne kadar agirlikli olarak 2005 ve 2006 yillarini yazmis olsa da zaman zaman geriye donerek tum hayatini, yasadiklarini, dusunce yapisini ve degerlerini de anlatiyor.
Su anda 60 yasinda olan Murakami bugune kadar 25+ maraton, 1 ultramarathon, 5+triatlon ve 11 hikaye kitabi bitirmis.
Gelin bu cumleyi hepimiz icin daha anlamli hale getirelim.
1 maraton 42 km(26.2 mil)
1 ultramaraton 100 km(62 mil)
1 triatlon(triatlon mesafeleri degisiyor, Murakami'nin katildiklari cogunlukla); 40 km bisiklet, 10km kosu ve 1,5 km yuzme.
Genellikle her sporcunun yilda 1 maraton veya yine yilda 1 triatlondan fazlasina katilmamasi tavsiye ediliyor. Daha fazlasi bunye icin zorlayici ve yuksek sakatlanma riski sebebiyle zararli goruluyor.
100 km'lik ultramaratonu kosmak ise kac babayigidin harcidir, bunu kac senede bir yapmak gerekir iste onu hic ama hiiic bilmiyorum.
*****
Eger spor ve/veya kosuya ilginiz yoksa bu kitabin ilginizi cekmeyecegini dusunmeyin, tam tersi.
Murakami insan bunyesi icin oldukca zorlayici olan bu tempoyu yakalamasinin ardindaki dunyayi oylesine insani bir dille anlatmis ki bu basitlige aninda tav oluyorsunuz.
Spor veya kosu icin yetenekli olmanin size verilen bir sans olmasinin yanisira bunun tek basina yeterli olmadigini;
self disiplinin, motivasyonun, inanmanin, yilmamanin, ruhsal gelisimin, zihinsel gelisimin, kendine dikkat etmenin, beslenmenin, aile yapisinin, pozitif olmanin, dunya insani olmanin, kendini ifade edebilmenin, okumanin, yazmanin, kendinle kalmanin, yalnizliginla mucadele etmenin, hayatla barisik yasamanin, ideallerin, azmin, sporun, kendini hep daha iyiye zorlamanin, baskalariyla hirs dolu bir yaris icinde olmanin degil de kendinle, sadece ve sadece kendinle ugrasarak daha iyi olmanin ve hep calismanin tatli dunyasini tanitiyor bize.
*****
Ben kitabi cok sevdim ama sanirim Murakami'yi daha fazla.
2010'a 10 kala, 2009'un bu en uzun gecesinde tepemdeki ampulu yakarak bana hayat asiladigi icin.
Dogru degerlere inanma gucu verdigi icin.
Kivirtik oryantel romanlar birilerinin gozdesi olsa da beni ozde guzel insanlar olduguna inandirip mutlu kildigi icin.
Veeee New York Maratonu'ndan sonra dunyanin en buyuk maratonu olan Londra maratonuna hazirlanan agabeyime kendimi yetistirme gazi verdigi icin.
Bir maratona hazirlanmanin 16 hafta surdugu dusunuldugunde Eylul'deki Avrasya Maratonu icin tam 32 haftam var.
Sakat sag diz kapagim bana hainlik yapmaz ve 2002'deki kosu tempomu yakalayabilirsem savrulun, kacilin, acin kopruyu, pankreas kanseri icin kosmaya geliyoruuummmm!!!

Yararlandigim kaynaklar:


Yazi tarihi: 21 Aralik 2009

Nes, the Murakami

1 yorum:

Serkan Polat dedi ki...

1- derhal okuyacagim :)
2- ben 2 hafta antrenmanla 8km kostum 45dk'da sen 32 haftada 15km'nin canina okursun :)
3- senin su organik bal urunlerinden bir kosu jeli yapsana, uzun mesafede lazim oluyor :)
4- ee ne zaman gorusuyoruz organizator nes?