13 Şubat 2010 Cumartesi

Türkan tek ve tek başına'dan Recep İvedik-3'e

Dün Recep İvedik 3'ün vizyondaki ilk günüydü.
Gittim.
Gitmez olaydım.
Ben ki R.İ. 1 ve 2'ye gitmeyen, gitmeyi şiddetle reddeden, öyle bir adamın varlığını, bu gişe rakamlarını, ona hayranlığı, sağda solda zaten her tarafımız onun gibi adamlarla çevriliyken filmden sonra bir de bunların tasmalarını kopartıp hayasızca salınışları yüzünden kafayı yiyen biri olarak Recep İvedik'i ve onu sevenleri kınamaktan asla vazgeçmedim.
Buna rağmen 3'e gittim.
Ama bir dakika, sakın popüler kültüre teslim olduğumu, beğenilerimden ve kararlılığımdan vazgeçtiğimi sanmayın.
ASLA.
Konu Recep İvedik'se duble ASLA.
Sadece ve sadece yeni yeni yapmaya başladığım süper zevkli işim sebebiyle hayatın daha çok içinde olmam lazım.
Sosyal medya ortamlarının nabzını tutmam lazım.
Etrafta ne oluyor, ne bitiyor yakından bilmem lazım.
Ve bu milyonlarca gişe yapan filmi sevmesem de, istemesem de, kabüllenmesem de maalesef ki izlemem lazım.
İşte bu sebeplerden biraz da mecburi olarak gittim Recep İvedik-3'ü izlemeye.
Bundan fazla bu filmden bahsetmek istemiyorum.
Zaten 2 saatimi bu rezalet ötesi filme harcadım, daha fazlası zaman kaybının da ötesi.
Biliyorum ne yazarsam, ne dersem diyim gideceksiniz.
Sadece şunu söylememe izin verin:
Filmleri izlemeden önce Recep İvedik'ten nefret ediyordum şimdi TİK-Sİ-Nİ-YO-RUMMM!!!

Aynı gece "TÜRKAN tek ve tek başına" kitabını bitirdim.

Şu an çok acil evden çıkmam gerekiyor.
Yapacak çok işim var.
Türkan kitabına vakit ayırarak yazmak istiyorum.
Bilmiyorum beğenimi ifade edebilecek kadar yazmayı becerebilecek miyim?

Merak ediyorum, Recep İvedik filmlerinin gişesiyle Türkan kitabını okuyanlar sayısı arasındaki farkı...
Kültür ve anlayış farkı, kendine örnek aldığı rol model farkı, hayatta kendi ve insanlık için yaptıkları farkı, boş zamanlarını değerlendirenlerin farkı vs'ye girecek olursam vay halimize... vay ki ne vay...

Yazıyı araya sıkıştırdım çünkü belki bugün o salak filmi izlemeyi düşünen bir kişiyi bile kararından vazgeçirip -çok iyimserce ama- Türkan'ı okumaya yönlendirebilirsem ne mutlu bana.
Aksi için zaten içim kan ağlıyor...

*****
Yazıya devam edeceğim...

Recep'siz ve sağlıkla kalın

Nes, the -Türkan- tek ve tek başına

Yazı tarihi: 13 Şubat 2010

Hiç yorum yok: