8 Temmuz 2008 Salı

PES yani...

Günümüz dünyasının son ve parlak şampiyonu PES...
Beylik erkek oyunları tavla ve pokerin yerini çoktan alan PES...
Sıkı oyuncu, yeni nesil ve kendinden emin PES...
Sağlam adımlarla ilerleyen, rakipsiz şaheser PES...

Çocukluğumun isli- puslu görüntülerini hafızaya çağırıyorum.
Henüz büyük aile ilişkilerinin sıkı fıkı, komşuluk ilişkilerin samimi yaşandığı günler.
Her pazar yapılan kalabalık aile toplantıları...
Hanımların mariflerini 101 çeşit yemek yaparak gösterdikleri, çocukların şen-şakrak birbirleriyle oynadığı, babaların saatler süren tavla turnuvaları ve pokere 4’leri.
Ne gırgır şamata yaşanırdı ama...
Kaç kere birbirlerinin kolunun altına tavlayı sıkıştırıp, ‘öğren de gel!’ dediklerini hatırlarım :-)
Ve saatler boyu süren as-döper- full rua söylemlerini.
Vakit geceyarısını zorlar; çocuklar ağaçtan düşmüş dut gibi kanepe tepelerinde, koltuk kenarlarında, orda burda sefil olurlar, babalar hala önündeki 3 fasulyenin hesabını bitirememişlerdir.
Hanımların ‘hadi artık ama çok geç oldu, bak çocuklar uyuyor’ serzenişlerine,
‘Tamam yavrum son el, şu bacanağın fasulyelerini alayım kalkıyoruz’ diyen sesleri hala dün gibi kulağımda.
Birbirlerine olan tatlı-sert takılmaları, konuştukları tüm o erkekçe jargonları, kahkahaları, zaman zaman oyunun tansiyonuna kendilerini kaptırıp yükseltikleri sesleri, hanımları içerisine almadıkları ve gerçekle ilişkilerini kestikleri o dünyaları, hırsları, saflıkları ve gördükleri-göremedikleri tüm blöfler... meğer ne kadar da hayatın içinden, gerçeği yansıtıyorlarmış...
Şimdi üzerinden geçen onlarca yıl, ardında bırakılan onlarca hasreti tadınca daha iyi kavrıyorum bunları...

Artık bu devir neredeyse kapandı/kapanıyor.
Kağıt/tavla hükümdarlığı bitti/bitiyor.
Günümüz beylerinin son gözdeliğini fiyakalı PES’ler alıyor.

Kendisine hayranlığım sonsuz. Marifetleri karşısında dimağın soluksuz.
Zira başka hiçbir şey tanımıyorum ki o 2.80 çam yarmalarını kreşe yeni başlamış çocuk kıvamına getirebilsin:-)
O ne masumluk, o ne pür neşe eğlence, için dışa katıksız vurumu....
Ekranın içine girmeye çalışan, giremeyince kafa atmaya kalkışan, o da olmadı tüm heyecanını elindeki joystick'e yansıtarak elleri/parmakları karıncalaşan, gözleri çakmak çakmak bağıran-çağıran, küfür eden, omuzları titreye titreye gülme krizlerine giren, dil dışarda ful konsantre/ yarı tik kendini kaptırarak 0-6 yaşa dönen koca bebeklerin o hallerini bize gösterdiği için sevgili PES’e hem hayranlığım hem saygım ölçülemez.

Yok böyle eğlenceli seyirlik bir sahne :-)
Yok böyle doğal bir hissiyat...

Peki ya biz hanımların durumu nedir o esnada?
Bizim için de gülen gözler ve içten bir tebessüm ile verilen sıcak bir selam dünyanın tüm PES’lerinden alınan keyfe eş değer tam da o sırada..:-)
PES yani :-)

Yazı Tarihi: 08 Temmuz 2008
Not: Ben bu yazımı 08 Temmuz 2008'de yazdıktan sonra 03 Ekim 2008'de Hürriyet Gazetesi yazarlarından Cengiz Semercioğlu "Playstation delileri" başlıklı bir yazı yazmış. Benim çok hoşuma gitti. Siz de okumak isterseniz aşağıda linkini bulabilirsiniz.