22 Haziran 2008 Pazar

Eros

Ne hissediyor insan biri onu deli gibi sevdiğinde...
Ve o ona karşılık veremediğinde?

Karışık.
Zor.
Şaşkın.
Soru işaretli.
Biçare.
Suçlu.
Mahçup.
Durgun.
Üzgün.
Umarsız.
Özgüvenli.
Şımarık.
Ukala.
Aslan kral.

Ve daha niceleri...
Karşıdan aldığı elektriğe, kendi ruh haline, hayatın akışına göre kimbilir daha neler neler.
Peki ya ne yapıyor?
Hiç. Koca bir hiç.
Kendi hayatına devam ediyor. Gerektiği gibi...
O aşkı yok farzederek, yanan yangını bilmezden gelerek, kendini durumdan sıyırarak, yoluna yürüyor.
............................................................................

Ne hissediyor insan birini deli gibi sevdiğinde...
Ve o birisi kendisine karşılık vermediğinde?

Üzüntü.
Değersizlik.
Boşluk.
Hiçlik.
Aşk.
Yapayalnızlık.
İstenmemezlik.
Keder.
Aşk.
Donukluk.
İsteksizlik.
Tatsızlık.
Aşk.
Özlem.
Koku.
Korku.
Bekleme.
Çekip gitme.
Aşk.
Endişe.
Yorgunluk.
Hayal kırıklığı.
Uyku.
Aşk.
Mutsuzluk.
Utanç.
Karamsarlık.
Huzursuluk.
Umut.
Aşk...

Ve daha niceleri...

Karşıdan alamadığı elektriğe, kendi ruh haline, hayatın duruşuna göre kimbilir daha neler neler.
Peki ya ne yapıyor?
Arada kalıyor.
Gidiyor geliyor, dönüyor dolaşıyor, dağıtıyor topluyor, tökezliyor sekiyor, düşüyor kalkıyor, yazıyor çiziyor...
Yolunu bulmaya çalışıyor.
Kendi hayatına devam ediyor. Gerektiği gibi...

Ben sana...
Sen ona....
O başkasına....
O başkası bir diğerine....

Yolu yordamı, sebebi sonucu, doğrusu yanlışı yok bu işin.
Eros bu; akıl sır ermez, laf söz geçmez ki ona...
Dünya aşkın etrafında dönüyor, aşk da Eros’un...

Belki günün birinde Eros’da akıllanır, zora sokmaz kendi işini.
Sen ona, o sana
Başkası diğerine, diğeri o başkasına
Kimbilir....
Biteviye bir umut dünyası.
Yazılan, sarf edilen iki kelime ile, hiç umulmadık bir anda dünya tersine döner belki, kimbilir....