29 Haziran 2008 Pazar

Ruhumun Gıdası Müzik


İlk olarak nerede duyup, okuduğumu hatırlamıyorum ama Silent Mob’u sanırım birkaç aydan beri duyuyorum.
Aynı ortamda biraraya gelen insanların, dış ses olmadan, kendi kulaklıklarından dinledikleri müzik eşliğinde dans etmeleri ve parti yapmaları olarak tanımlanıyor. Dinlenilen müzik çoğunlukla ortamdaki dj tarafından yapılıyor ve partizanlar wireless kulaklıklarından gelen bu müzik eşliğinde dans ediyorlar. Dj’lerin olmadığı ortamlarda ise herkes yine kendi MP3’ündeki favori müziğini kendi kulaklığından dinleyerek dans ediyor.
Fikir ilk olarak 1990’larda bir grup eko-aktivist tarafından kalabalık toplulukları orman gibi yerlerde biraraya getirerek doğaya ve hayvanlara zarar vermeden parti yapma sevdasından doğmuş ve özellikle 2005’te Londra’dan tüm Avrupa ve dünyaya yayılmaya başlamış.
Biz de bu Pazar günü Beyoğlu Tünel’de bir grup Silent-Mobber’a ve aktivitelerine denk geldik.
Müzik ruhun gıdasıdır diye boşuna dememişler.
Yaşları bir hayli genç olan bir grup mobber kimseyi umursamaz tavırları ve özgüvenleri ile çok eğleniyor görünüyorlardı. Medeni cesaretlerine hayran kaldım, bravo onlara:-)
Esasen biz Beyoğlu’na akşam Maçka’da gideceğimiz konser öncesi kaynama derecesindeki sıcak havada soğuk birşeyler içerek vakit geçirmek üzere gitmiştik.
Bu akşam, 36.İstanbul Müzik Festivali kapsamında 24 Haziran’da Aya İrini’de sahne alacak Tekfen Filarmoni’nin Dünya Prömiyeri’ni performe edecekleri konserin, konser öncesi son provasını izleyecektik.
Şimdiye dek birçok kez seyrettiğim konserler, prömiyerler, galalardan farklı olarak ilk kez bir konser provası izleyecektim ve bunun için çok sabırsızlanıyordum.
Daha önce Tekfen Filarmoni’yi 1 kere izlemiş ve kusursuz performanslarına o kadar hayran kalmıştım ki sonrasında nerede Tekfen Filarmoni adı duysam dikkat kesilmeye başladım.
Bu sebeple bu seneki Müzik Festivali programında Tekfen Filarmoni’nin de bir konser vereceğini öğrenir öğrenmez bu konsere gitmeyi arzuladım.
Ben gibi sıkı hayran kitleleri çok kalabalık olmalı ki günler öncesinde konser biletlerinin tükendiğini öğrendik.
Birlikte iş yaptığım Tekzen Yapı Market’in yöneticileri, bu yoğun talep sebebiyle kendilerinin konser öncesi yapılacak son provaya davetli olduklarını belirterek beni de davet etme nezaketinde bulundular. Aldığım en değerli davetlerden biri olduğu için hiç düşünmeden kabul ettim.
Orkestra, kurulduğundan beri Saim Akçıl’ın şefliğinde çalışıyor.
Konserde ülkemizin en tanınmış arpistlerinden Şirin Pancaroğlu orkestraya eşlik ediyor. Arp’a kattığı harika yorumunun yanısıra ilk kez bu konserde dinleme ve tanıma fırsatı bulduğum arp familyasından yaylı bir enstrüman olan Çeng’i de performe etti.
İlk perdede Tchaikovsky’nin İtalyan Kapriçyosu ve Dvorak’ın “Yeni Dünyadan” adlı eseri, 2.perde de ise Hasan Uçarsu’nun Davetsiz Misafirler adlı yapıtları seslendirildi.

Ve Tekfen Filarmoni yine tüm konser boyunca beni kendine hayran bıraktı.
Tek kelime ile muhteşem, inanılmaz ve çoook etkileyecilerdi…
Müzik ruhun bu kadar mı gıdası olabilir…

Ve neşesi…
Ve coşkusu…
Ve dinginliği…
Ve hayatın anlamı…

Hayatıma güzellik kattığın için teşekkürler müzik, teşekkürler Tekfen Filarmoni... :)

http://www.iksv.org/muzik/program.asp?EID=16

Yazı Tarihi: 22 Haziran 2008