11 Haziran 2008 Çarşamba

Oh beeeee!


Son birkaç gündür yurtdışında olduğumdan Türkiye gündemini kaçırdım.
Dün sabah gelir gelmez açtığım televizyondaki görüntülerle de dakika bir perişan oldum. Keza aynı gece de...
22 aydır cezaevinde olan babasını öpmek, ona sarılmak isteyen Oğuz’a jandarma izin vermiyordu.
Elleri kelepçeli, 2 kolunda jandarmanın ite kaka polislere teslim etmeye çalıştığı babası kafası arkada, yüzü kederli, gözleri buğulu gerisinde kalan Oğuz’a ulaşmaya çabalıyor;
7 yaşındaki Oğuz da ensesinden tutan jandarmadan kurtulmaya debelenirken canhıraş bir şekilde babasına ulaşmak için uğraşıyordu.
Hiçbir görüntü bu kadar dramatik değil...
Offf dayanamıyorum ben bu sahnelere, göstermeyin bana, içim eziliyor....
Sonrasında gazetelerden okuduğum konunun sebebi:
Resmi nikahlı olmayan anne babası sebebiyle Oğuz’un soyadı babasıyla tutmuyor ve sadece 1.derece akrabaların görüşme izni olduğu için görüşmelerine izin verilmiyordu.
Nihayet bu sabah Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in özel izniyle Oğuz’un babasına kavuştuğu ve sarılıp öptüğünü görebildik.
Salt bu kavuşma anı da en az kavuşamama anı kadar acıklıydı bana göre.
Etraflarını sararak görüntü almaya çalışan onlarca gazeteci, flaş baba- oğulu rahat bırakıp doyasıya sarıltmadılar ki...
Yine de içime su serpildi, oh beee, bu ülkede adalet varmış meğer.
Ben de Sayın Bakan’a mektup yazıp maruzatımı bildirsem işe yarar mı acaba diye düşünüyorum...
Yazı Tarihi:11 Haziran 2008

Hiç yorum yok: