10 Kasım 2009 Salı

Aşk Üzerine- Alain de Botton

Sevgili Okur,
Biricik okur, pıtırcık okur, ufacık tefecik, içi dolu turşucuk okur,
İşte alanen sana söylüyorum:
Kral Çıplaakkk!
Vallahi de çıplak billahi de çıplak!

Şiştim, şiştiiim, Beyaz'ın Hüsmen Ağa'sından beter şiştim.
Okuma hızım ilkokul 1 düzeyine indi.
Normalde aynı zamanda en az üç kitap bitirebilecekken şimdi okuduğunu anlamama, cümle başına dönüp bir daha okuma ve yine anlamama, olmadı paragraf başına dönüp yine anlamama o da olmadı sayfa başına dönüp komple salaksiyon durumlarına hasıl olma seanslarını yaşadım defalarca.
Tamam oldum olası aşktan meşkten çaktığım yok, kazara biinnndddeeeee bir kıyıma köşeme çarpsa Marmara depremi yemişten beter olup kafa göz darmadağan kalakalıyorum ama öğrenmenin yaşı yoktur...
...dedim kendi kendime, nokta.
Praktikte ikmalde bile sınıfı geçemiyorum ya bare işin teorisini öğreneyim gerçek hayatta değil ama bir gün "Kim beşyüzbin ister?" yarışmasına falan katılırsam öğrendiğim bu bilgileri cebimde taşıyım, genel kültür yapayım hiç olmazsa diye gittim aldım kitabı.
Sen çapını bilmeden ne diye boyundan büyük işlere kalkışırsın a kuzum?!

Lafı uzattım di mi?
Şimdi kitabın ve yazarın adını duymaya hazır mısınız?
Sıkı durun geliyooorr :
"Alain de Botton- Aşk Üzerine"
Ne afilli değil mi?
I-ıh değil.
Hem de hiç değil.
Yarabbim, o ne zulüm öyle.
Daha önce 2 Alain de Botton kitabını aynı afil sevdamdan elime almış, yanlış hatırlamıyorsam daha onuncu sayfaya gelemeden olay yerini ışık hızıyla terk etmiştim.
Bu yüzden bu sefer annelerin iştahsız çocuklarının tabaklarının başındaki kararlılıkla kendime ultimatom verdim:
"Bu kitap bitecek! Kitap bitmeden masadan kalkılmayacak!"
Poffff.
Al sana ultimatom.
Bir ultimatom alana yanında bir roketatar bedava. Zira bu ultimatomla kendini en yakın gezegene uçurmak isteyeceksin.

Efendim, dost acı söyler: sayın kralımız -Alain de Botton- bu kitabında bayıklığın doruklarına çıkmış.
Konu yerlerde sürükleniyor. İki satır okuyana kadar içinize fenalıklar basıyor, darallar geliyor, böbreğiniz dalağınız şişiyor, kaşıntılar basıyor, pul pul deriler döktürüyorsunuz.
Kitapta sevgili yazarımızın aşık olduğu psişik Chloe arızanın önde gideni.
Zaten öyle bir kadın Adriana Lima bile olsa ona aşık olan adamın aklına turp sıkmak gerekir.
Neyse bunlar başlıyor aşk yaşamaya.
Adam gel-gitli. Kadını bir seviyor kul köle oluyor, bir gıcık oluyor her hareketi batıyor.
Bi başının tacı yapıyor, bi tripler atıyor.
Kadın da pek farklı değil. O da heyheyli.
Olmadık şeylerde ağlama krizlerine giriyor. Adamı çok seviyor ama yine de 3 yaşındaki şımarık ve kaprisli bir kız çocuğundan farklı davranmıyor.
Tüm bu dönem yaşadıkları -sözümona yoğun- duygu haritaları Aristo, Marx, Nietzsche, Wittgenstein, Tolstoy, Stendhal ve Freud'un bakış açıları ve teoremleriyle açıklanıyor.
Ki bu da bir aşk kitabını fazlasıyla felsefe/psikanaliz vs.ye boğduğu için başlıbaşına sıkıcı kılmaya yetiyor.
Bu nadide aşk kitabından başka Alain de Botton'un en çok satan kitapları arasında "Felsefe'nin Tesellisi" adlı kitabı var ki oradaki felsefe dozajı sebebiyle şahsen ben almayım, alana da mani olmayayım demek istiyorum.
Bununla birlikte kitap bütünüyle bana hitap etmediyse de Sezar'ın hakkını Sezar'a vermek gerekir.
İngilizce'den çeviri olmasına rağmen dili oldukça akıcı, gündelik hayatın içinden ve kolay anlaşılır şekilde.
Bunda da yüksek entellektüel birikimine hayran olduğum Ahu Antmen'in çeviriyi yapmış olmasının yadsınamaz bir payı var.
Aaa, Sezar'ın hakkı demişken: bu kadar kasmasına rağmen tek satır atlamadan okuduğum ilk, tek ve muhtemelen son Alain de Botton kitabı olan Aşk Üzerine'yi huzurlarınızda kayıtlarıma geçirmek istiyorum :)
Yalnız ufak bir sorunumuz var.
Dengesizler kraliçesi Chloe benim şirazemi de kaydırdı sanırım.
Şu an bu entel dantel Alain de Botton eleştiri satırlarını yazarken arka fonda "Nefes: Vatan Sağolsun" filminden endirekt şekilde beynimin sağ lobuna giriş yapan "Götür beni gittiğin yere(Sensiz ben nefes alamam ki)" şarkısını yüzüncü kezdir dinliyorum.
Sonunda kendimi GDO(Genetiği Değiştirilmiş Organizma)'nın önde gideni yaptım;
gidildi hiç çekinmeden büyük bir heyecanla D&R'dan Best of Emrah cd.si alındı :-ooo
Ssshttt, konu kapanmıştır, yorum yapanı anında block'larım ona göre, demedi demeyin :-PP

Nessss, the GDO


Aaa az kalsın adet edindiğim üzere kitabın arka kapağını eklemeyi unutuyordum:

"Alain de Botton, insanoglunun yasadigi en yogun duygunun haritasini Aristo, Marx, Nietzsche, Wittgenstein, Tolstoy ve Stendhal'in rehberliginde çikartiyor. Yazarin hinzir, duyarli, gerçekçi ve bilge kaleminden askin tetikledigi ruh halleri birer birer dökülüyor. Bize çok tanidik gelen bu ruh halleri, derinlikleri, çeliskileri ve sirlari ile karsimiza çikip aska dair söylenen, düsünülen ve yasanan her seyi aydinlatiyor.

Seyahat etmenin inceliklerinden sonra sira asik olmanin zorlu, ancak bir o kadar da keyifli anlari ile tanismaya geldi."


Yazı tarihi: 10 kasım 2009

Hiç yorum yok: