13 Kasım 2009 Cuma

Gelecek programda ne var?

Bir sonraki yazımda harikulade bir fotoğraf ve bana çağrıştırdıkları bekliyor olacak sizi.
Şu an kendileri sahibinden gümrük onayı beklemekte :)
İzni çıkar çıkmaz, sıcak sıcak, taze taze burada!

Bence siz o zamana kadar www.fotokritik.com 'a bi göz atın.
Yedigöller'in en güzel mevsimi olan sonbaharda, sonbaharın en güzel ayı olan Kasım'da orada çekilen fotoğraflar hayal sınırlarınızı zorlayacak nitelikte.

Yazılanlara göre geçtiğimiz haftasonu her metrekare başına 5 fotoğrafçı düşmüş.
Birçok farklı gözün vizöründen bu masal diyarını görmek etkileyici.
Sadece...
... ne gerek vardı bilemedim?
Bazı fotoğrafların bu kadar yapaylaştırılmasına?
Bu kadar çok teknik kokmasına?
Adeta robot çizimlere dönüştürülmesine?
Rahmetli Michael Jackson'ın son zamanlarındaki kadar bünyesine insan eli değmesine?

Bilmem...
Belki o da sanat.
Profesyonellerin gözüne bazı kusurlar batıyor ve onları düzeltmek, değiştirmek istiyorlar.
Sonra da bekareti bozulan herşey gibi duracakları yeri bilemiyor, hız limitini aşıyorlar.
Onlar iyi yaptıklarını düşünüyorlar.
Üstelik buna kendileri tamamen inanarak.
Ve bu tekniklerden haberi olmadan başka bir dünyada yaşayan çıplak gözler o aldatmacayı değil de gerçeği görmek istiyorlar.
İşte profesyonel aldatıcılarla, gerçeği yalnızca gerçeği görmek isteyen çıplak gözler arasındaki samimiyet uçurumu böylelikle kaçınılmaz oluyor.
Sonuçta ikisi için de tatminsiz bir dünya yaratılıyor.
Değer mi?
Değer diyene de, ben yokum diyene de...
Ne diyebilirim ki?
... eyvallah.
Saygı duyarım.

Nes, uçuç böcüğüüüü

Yazı tarihi: 13 Kasım 2009

Hiç yorum yok: